Kayıtlar

Haziran, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Madımak ve Başbağlar: Hala kanıyor!

2 Temmuz Madımak ve 5 Temmuz Başbağlar katliamlarının üzerinden 17 yıl geçti. Devletin gözü önünde gerçekleşen İnsanın içini kanatan ve bu toprakların gördüğü en dramatik katliam Madımak da; Madımak’a misillemeymiş gibi gösterilen ve sabah uykusunun mahmurluğu henüz dağılmamışken kurşunlara hedef olan Başbağlar da 17 yıldır, kim tarafından hangi karanlık oyunun sahnesi haline dönüştürüldüğünün aydınlatılmasını bekliyor. 33’ü aydın 35 kişinin diri diri yakıldığı Madımak, insanlık tarihin kara bir lekesidir; zira insanlık tarihinde, ateşe attıkları insanların karşısına geçip slogan atacak ve dışarı çıkmak isteyenleri engelleyecek bir gözü dönmüşlüğe rastlanmıyor. Madımak katliamı, kendi varlıklarının kabul edilmesi ve inanç alanına ilişkin taleplerinin gerçekleşmesini isteyen Alevilerin, kendisini laik olarak tanımlayan devletin her türlü güvenlik gücünün gözü önünde ve saatlerce süren bir kuşatmayla birlikte yapılması açısından da kara bir leke olarak duruyor. Madımak katliamı, bu nede

İrfan Hapse girerse!

Türkiye’de, objektif kuralların yerini her zaman sübjektif niyetler işgal edebiliyor. Niyetler üzerinden kararlar veriliyor; örneğin, iki farklı insanın ağzından çıkan aynı cümle, farklı sonuçlar üretebiliyor. Gazeteci İrfan Aktan’ın başına tam da böyle bir şey gelmiş bulunuyor. Herkesin, yıllardır açık bir yara gibi sürekli kanayıp duran, “Kürt sorunu çözülüyor mu” diye meraklandığı bir dönemde masasından kalkıp yollara düştüğü ve PKK cenahında neler konuşulduğunu birinci ağızdan Türkiye’ye haber verdiği için payına İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıp cezalandırılmak düşüyor. Aktan’ın, Express dergisinde yayımlanan "Bölgede ve Kandil'de Hava Durumu/Mücadele Olmazsa Çözüm Olmaz" başlıklı yazısının yayımlandığı dönemin öncesinde Hasan Cemal, PKK’nın lideri konumundaki Murat Karayılan ile yaptığı görüşme, Hükümet tarafından ciddiyetle not ediliyor ama Aktan’ın cezalandırılmasına karar veriliyor. Ölçü nedir, bilinmiyor. Geriye Hasan Cemal’in devletin bilgisi

Gülen'in çıkışı, Erdoğan'ın inişi!

Son günlerde ezberlediğimiz deyimlerin başında “ezber bozmak” geliyor. “Yolsuzluk, yoksulluk” vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın “ezberini bozduğunu” düşünüyor. Türkiye’nin Brezilya ile birlikte İran ile imzaladıkları anlaşma, Batı’nın “ezberini bozuyor”. Bu kadarla da değil; “BOP’un eşbaşkanı” olmakla suçladıkları Erdoğan’ın “Avrasya seçeneği” içinde gösterilen İran ile “cesur adımlar” atması, muhtemelen, Silivri’de tutuklu bulunan Perinçek’in de “ezberini bozuyor”! CHP’deki değişim karşısında “bozulan ezberleri” “tadil etme” ihtiyacı duyan Erdoğan’ın imdadına İHH “yetiştiriliyor”. Bir yanıyla tümüyle sivil inisiyatif gibi gösterilen, ortaya çıkan verilere bakılırsa baştan sonra senaryosu AKP tarafından çizildiği anlaşılan “yardım konvoyu”nun “isyankar” tutumu da “ezber bozma”yı tetiklemiş bulunuyor. İHH’nın organize ettiği “yardım konvoyu” sonrasında yaşananlara ilişkin Fetullah Gülen’in, “İsrail'in onayı olmadan hareket etmek, otoriteye başkaldırıdır” açıklaması da başta İs