Kayıtlar

Kasım, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aynayı tuttum Gezime, Ali göründü gözüme!!

Resim
Gezi eylemlerine katılanların yüzde 78’inin Alevi olduğunu belirten Emniyet’in araştırmasına atıfta bulunan öğretmenim, gecenin bir yarısında “ belki gözünden kaçmıştır” diye mesaj atmış. Takdiri İlahidir belki; o saatlerde, TBB’nin yayınladığı “ Türkiye Ağaca Neden Sarıldı ?” kitabını okuyordum. Nesrin Turhan ve Özge Şener’in TBB için kaleme aldığı kitap, tam da Gezi eylemlerinin analizini yapıyordu. Kitap, hayatında neredeyse hiçbir eyleme katılmamış milyonlarca insanın Gezi Parkı’na akın etmelerini ve bulundukları şehirlerden bu eyleme destek vermelerini bir “ hak arama mücadelesi” olarak adlandırıyor. Kitap, hükümetin meseleyi rakamların diline sıkıştırıp, “iki ağaç” diyerek küçümsemesi üzerine ortaya çıkan “ mesele iki ağaç değil, sen hala anlamadın mı?” sözünün nasıl aforizmaya dönüştüğünü de belgeliyor. “ Türkiye Ağaca Neden Sarıldı ?” kitabı, Gezi eylemlerini, öncesi ve sonrasıyla birlikte ele alıp, tarihselliğin ve toplumsallığın güncellikle ilişkisini kuruyor. GÖRÜN

İstanbul ittifaksız da alınabilir(**)

Resim
Yerel seçimler yaklaştıkça İstanbul’a ilişkin senaryoların biri bitmeden diğeri başlıyor. Mustafa   Sarıgül ’ün CHP’ye yeniden üye olması ve  Gürsel Tekin ’in aday adaylığıyla hızlanan süreç, bir yanıyla AKP’yi tedirgin ederken, diğer yanıyla da sol güçlerin takınacağı tutuma odaklanmış bulunuyor. Yeni bir senaryoya göre de  CHP  ile  HDP arasında  İstanbul için ittifak  görüşmeleri sürüyor. Böyle bir görüşmenin spekülatif olup olmadığı bir yana böyle bir ittifakın gerekli olup olmadığını tartışmak, daha anlamlı görünüyor. Hatta İstanbul’u ittifaksız almak, gerekli şartlar yerine getirilebilirse çok daha mümkün görünüyor. İşbirliği ve seçim ittifakları yapılmasına prensip olarak karşı değilim; ancak İstanbul’da bir CHP-HDP ittifakına ihtiyaç olup olmadığı bir yana; ihtiyaçsa bile Barzani’nin hükümete verdiği desteğe nazire yapmayı amaçladığı anlaşılıyor. Bu anlamıyla ittifak senaryosu, BDP’nin Diyarbakır’daki elini güçlendirmek dışında bir sonuç üretecek gibi görünmüyor. Öte yandan

Barzani ve Diyarbakır: Masumiyetin sınırı(*)

Resim
Kürtler açısından anlamlı bir mücadele geleneğinin temsilcisi ve bir zamanlar “ aşiret ağası ” denerek küçümsenen Mesut Barzani’nin Diyarbakır’a resmen davet edilmiş olması, Türkiye’nin Kürtlere bakışının değiştiği şeklinde yorumlanıyor. PYD’nin Kanton tarzı yönetim modeline karşı sert ifadeler kullanan Barzani’nin, seçim sathı mailine girdiğimiz bugünlerde Diyarbakır’a davet edilmesinin pek çok nedeni bulunuyor. Birisini sahip olduğu “ özgül ağırlığı ”ndan daha az gösterdiğinizde onun “ özgül ağırlığı ”ndan bir şey değişmediğinin en çarpıcı kanıtını Mesut Barzani oluşturuyor. Daha dün “ aşiret ağası ” diye küçümsenen Barzani’nin bugün Kürt Yönetimi Başkanı olarak Diyarbakır’a davet edilmesinde, bölgedeki pek çok değişme ve gelişmenin sonucu olduğu kadar yürüttüğü kararlı mücadelenin de payı inkâr edilemez. Barzani’nin aldığı yol, siyasetin küçümsemeyle değil, demokrasi kültürünün gerektirdiği şekilde ve bütün yönleriyle ele alınarak yapılması gereken bir süreç olduğunu kanıtlıyor

Kızlar erkekler: İnançlar hüküm haline gelirse

Kızlar Erkekler: İnançlar Hüküm haline gelirse! başlıklı yazım için http://blog.radikal.com.tr/Sayfa/kizlar-erkekler-inanclar-hukum-haline-gelirse-38339 linkini ziyaret edebilirsiniz.