Kayıtlar

Mart, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Neden Acaba?

“ Ensar ”, Arapça bir sözcük. Hz. Muhammed’in Mekke'den Medine'ye göçtüğü zaman, kendisine ve yanındakilere yardım edip, dayanışma gösterenleri anlatmak amacıyla kullanılan bir terim olarak biliniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “ vakit, ensar olma vaktidir ” diye övgülere gark ettiği vakfın adının “ ensar ” olmasının böyle bir arka planı olduğunu hatırlatıp konuya girmek isterim. Cumhurbaşkanının bu övgülerinden kısa bir süre sonra Ensar Vakfı’nın Karaman’daki yurtlarında kalan öğrencilerden onuna tecavüz edildiği açığa çıktı. Tecavüzün bizzat Vakıfta görevli bir öğretmen tarafından yapılması, infial yaratılması için yeterliyken, iktidarı arkasına alan “ yandaş medya ”nın, tecavüzü yapanı koruma altına alıp, açığa çıkaranları linç etmek istemesi anlaşılır gibi değil! Oysa adı üstünde tecavüz, zorla ve iradesi dışında bir insanın namusuna saldırmak, ona sarkıntılık yapıp ırzına geçmek olarak tanımlanmaktadır. Uluslararası normlara göre tecavüz, aynı zamanda bir çeşit
Resim
Yerel seçimlere doğru CHP: Ne yapıyor, nasıl çalışıyor? POLİTİKA 3,0         18.10.2012 18:09:36 A +   A - CHP, problemleriyle birlikte yol almaya çalışıyor. Daha önce de işaret ettiğim gibi, bir çeşit “ikili iktidar” durumu yaşanıyor. “İkili iktidar” kavramı, esas olarak, giden ile gelmekte olan arasında var olan fiili dengeyi anlatıyor. Üst üste yaşanan olağanüstü ve nihayetinde Temmuz’da yapılan olağan Kurultay sonrasında resmi örgüt organlarında “eski”yi temsil eden pek kimse kalmasa da, “eski”nin alışkanlık ve siyaset yapma tarzlarını benimsemiş çok sayıda kişi, CHP örgütlerinin içinde varlıklarını koruyor. Bu hal, ister istemez, parti örgütlerinin çalışma düzeneğini de etkiliyor. “Eski” ile “yeni” arasındaki çekişmeler, çoğu yerde örgütleri işlemez hale getiriyor. Zaten bu nedenledir ki, Kılıçdaroğlu’nun kişisel gayret ve heyecanı, bir türlü örgütü saracak havayı yakalayamıyor. Kılıçdaroğlu’nun etrafa yaydığı pozitif hava, örgütler düzeyinde gereken zemini
'Bütün Şehir': Rabbena, hep bana! 0,0         16.10.2012 10:02:20 A +   A - Her yerel seçim öncesi AKP'nin belediyeleri hedef alan düzenlemeler yapması neredeyse gelenek haline dönüştü. 2009 öncesinde, neredeyse il büyüklüğünde olan beldeler en yakın ilçelere katılarak, yerel hizmetler zorlaştırılmıştı. Birçoğu yargıda olan bu " bağlantıla r"a ilişkin henüz bir çözüm üretilmemişken, şimdi de ' bütün şehir'  adı altında yeni bir model geliştiriliyor. Bir çeşit ' sus payı'  olduğu düşünülen 13 ilin önce büyükşehir statüsüne dönüştürülmesi ve mevcut büyükşehir uygulamalarıyla birlikte bütün şehre çevrilmesini öngören yasa tasarısı, birçok açıdan olumsuzluklar içeriyor. Ama zaten AKP de, bu tarz bir düzenlemeyle mevcut yerel yönetimlerin aksaklıklarını gidermekten çok 2013-2018 arasındaki dönemde şehirleri yönetmeyi ve yeni düzenlemeyle ortaya çıkması muhtemel arsa rantlarını değerlendirmeyi amaçlıyor. Yasanın gerekçesinde, &q
Beki, Alevileri tanımak istiyorsa! 2,3         12.10.2012 06:38:52 A +   A - Nusayriler ve Aleviler arasında “ tarihsel arka plan ” aramak isteyenlerin bulacağı benzerlikler, esas olarak,  “insanı yaşat ki devlet yaşasın ” sözüyle özetlenebilir. Dolayısıyla “ efradını cami, ağyarını mani ” bir yazı dizisi ihtiyacı varsa bu ihtiyaç, esas olarak, Alevileri anlamamızı sağlayacak olana ilişkindir. Türkiye’de en az tanınan inanç sistemlerinin başında Alevilik ve Bektaşilik gelmektedir. Bazıları (ki bunların çoğunluğu İslamcılık siyasetiyle meşguldürler), “ Alevilik, Ali’yi sevmekse, hepimiz Aleviyiz”  diyerek, problemi çözdüklerini düşünmemizi istemişlerdir. Bazıları da ( ki bunların çoğunluğu İslam’ı Selefi bir tarzda yorumlamaktadırlar ), kendi belledikleri dinin dışında bir form sunan Alevileri asla ve ka’ta bir inanç yahut bir yorum olarak görmedikleri gibi düşman bellemeleri işten bile değildir! Bu coğrafyada doğup büyüyen kahir çoğunluk, kendisini bu iki gr
Resim
Adalılar Türkü Söyler, Susar Darağaçları! TÜRKİYE GÜNDEMİ 3,0         08.10.2012 10:59:05 A +   A - Bugün(8 Ekim), 12 Eylül darbesinin toplumu susturmak için giriştiği idamlar serisinin ilk idamı olan Necdet Adalı'nın idam edilişinin 32. Yıldönümü. Arkadaşları ortak politik dostları dışında uzun süre kimin kimsenin hatırlamadığı, adından bahsedildiğinde çıkaramadığı Altındağlı "sarı çocuk", geçen yıllarda referandum vesilesiyle Başbakan'ın ağzından bütün Türkiye 'de tanınmış oldu. Hatta o kadar tanındı ki, doğum yeri olan Denizli'de, AKP'li Denizli Belediye Başkanı'nın girişimiyle İstiklal Mahallesi'nde bir sokağa adı verildi. Böyledir işte! Biz, Yeni Aşama Sosyalist Gençlik Dergisi'nin Ekim '87 sayısında," Adalılar türkü söyler, susar darağaçları " manşeti attığımızda, " suçu ve suçluyu övmekten " toplatılmıştık. Adalı'nın türküsü Başbakanlık kürsüsünde ses verdiğine göre, hakikaten darağaç
Resim
Futbolun Spartaküs?ü olmak! TÜRKİYE GÜNDEMİ 0,0         05.10.2012 15:07:12 A +   A - Futbol halk oyunudur; nerede olsa, ister sokak arasında, ister okul bahçesinde ve hatta evin orta yerinde bile oynanır. Kolay oynandığı kadar güzel hayallerin de süsleyenidir futbol. Kimi kimsesi olmayan gençlerin kendisini ülkenin öne fırlamış futbolcularıyla özdeşleştirdiği; rüyalarında “arena”lara çıktığı ve zamanın hızla akıp gitmesiyle kaçırdığını düşündüğü o “şans”ı, bu kez oğullarının üzerinde denemekten çekinmediği bir oyundur. Samuel Beckett, sanki,  “hep denedin, hep yenildin. /olsun.../ yine dene, yine yenil. /daha güzel yenil”  sözlerini, yalnız oynanmayan ama hayalleri hep yalnız kurulan futbola ilgi duyan kimsesizler için söylemiş.   Bu ülkenin çocukları, “ üç büyükler” e doğarlar! Yürekleri üç büyükler için çarpar; üç büyükler arasında da pay edilirler. Ders arasında bile futbol konuşan ilkokul çocuklarının hayallerinde de üç büyükler vardır. Çoğu, ilk kavgas
Erdoğan, Şahin?i feda eder mi? 0,0         29.08.2012 15:21:36 A +   A - Üstlendiği görevi devletin resmi reflekslerine uygun ama demokrasiye aykırı yöntemlerle çözmeyi tercih eden İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, doğal olarak, pek çok eleştiri alıyor. Kullandığı üsluba ilişkin AKP sözcüsü Hüseyin Çelik'in tepkileri yumuşatmak maksadıyla yönelttiği " eleştirileri " geçelim. Asıl ilgi çeken eleştiriler, Ayşe Böhürler gibi AKP MKYK üyesinin ağzından çıkınca dikkat çekiyor. Dikkat çekici bu durum da başlıktaki soruyu sormamıza neden oluyor. Dikkat çekici bir başka nokta ise partisinin merkez organlarında eleştiri alması kadar aldığı eleştirilerin basına da " sızması ". AKP gibi "biat" geleneğine sahip bir partide "sızmaların", Şahin'den çok  Başbakan Erdoğan 'ın elini zayıflatmak maksadıyla yapıldığı anlaşılıyor. Böylece Erdoğan, Şahin'e yönelik yeni bir değerlendirme yapmaya zorlanıyor. Bunun farkında ol
İnanç tartışmalarından nasıl kurtuluruz? 5,0         29.08.2012 15:20:58 A +   A - Kendi ritüellerinin küçümsenip horlanmasını her gün yaşayan Alevilerin, özel olarak Ramazan’da davul çalınmasına tepki göstermeleri beklenemez. Alevilerin tepki gösterdikleri şey, kimlikleri ve inançları bilindiği için kapılarının önünde ısrarla davul çalınmasıdır. Sürgü’deki olayları ateşleyen kıvılcım budur. Son iki haftadır, tesadüf denilemeyecek birçok olay üst üste gelmiş bulunuyor. Yargıtay’ın Cemevi yapmak ve yaptırmak amacıyla dernek kurulamayacağı kararının şoku yaşanırken, Malatya- Sürgü’de evlerinin önünde ısrarla davul çalınmasını istemeyen Alevi ailenin evinin önü bir anda “ ya Allah Bismillah, Allah-u Ekber”  diye bağıran ve ne alakası varsa orada İstiklal Marşı okuyan iki yüz kişilik bir kalabalıkla doluveriyor. Kalabalığın simgesi olan davulcu(!), “ bu dava İslam davası, o aile buradan gitmeli”  şeklinde fetva verirken Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Sürgü’deki
Resim
Denizlerin idamına giden yol! İNSAN HAKLARI 5,0         25.03.2015 09:08:55 A +   A - “Arınç ile Gökçek arasındaki kavga giderek derinleşirken Denizlerin idamına giden yola bakmak da nereden çıktı”  diye sorabilirsiniz! AKP Testisindeki çatlak daha çok su kaldırır. Arınç’ın Gökçek’e yönelik söylediklerinde, “ vay be ” denilecek bir durum yok ve aslında bu değerlendirmeye bir çeşit “ kanıksama”  olarak bakmayın. “Malum ” ilan edilmiştir; bakalım Savcılık ne yapacaktır? Gelelim kendi gündemimize! Ben, tarihi hatırlamanın önemli olduğuna inananlardanım. 25 MART’IN TARİHTEKİ YERİ Bugün 25 Mart! 25 Mart, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkında TBMM’nin verdiği İDAM KARARININ USÜL VE ESAS YÖNÜNDEN BOZULMASI için CHP’nin Anayasa Mahkemesine başvurduğu gün olarak biliniyor. Anayasa Mahkemesi, CHP’nin o başvurusunu haklı bulup, kararı, USÜL YÖNÜNDEN bozmuştu. Bugünkü AKP’nin devamcıları, Anayasa Mahkemesi’nin dikkat çektiği USÜL EKSİKLİKLERİN