Kayıtlar

Ocak, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bugün Uğur Mumcu Günü!(*)

Resim
Ne çok gün varmış; isimlerle andığımız! Daha dün Metin Göktepe’yi anmıştık; sonra Hrant’ı. Bugün Uğur Mumcu’yu anıyoruz. Sonrasına bakın, her bir takvim yaprağına bir faili meçhul, bir açık katliam, bir göz göre göre yargısız infazın düştüğünü göreceksiniz. Türkiye, işte öyle bir ülke! Her kim ki gerçeğin peşine düşerse tez elden susturulmak istendiği; susturulamazsa faili meçhule, bombalı suikaste, kaçırılarak katledilmeye ve nihayetinde herkesin gözünün önünde öldürülmeye kadar uzandığı bir ülke burası. Mustafa Suphi’den Ahmet Taner Kışlalı’ya, Muammer Aksoy’dan Musa Anter’e, Taylan Özgür’den Bahtiyar Aydın’a, Kemal Türkler’den Vedat Aydın’a kadar uzanan yüreği bu halk, bu ülke için atan nice insan katledildi. Bu ülkeyi, bu halkı susturmak için İstanbul Üniversitesi bombalandı; Piyangotepe’de, Balgat’ta masum insanların üzerine kurşunlar, bombalar yağdırıldı. Madımak’ta yakıldı; Kahramanmaraş’ta ev ev insan avlandı. Yetinmediler! Her kim ki bütün bu katliamlara, ya

Aceleniz ne?

Resim
Hak ve hürriyetleri kuşa çeviren 82 Anayasasını savunacak değilim. Hatırlar mısınız; 82 Anayasasını halka oylatan darbeciler, “ ya evet dersiniz ya da yeni bir Anayasa hazırlanana dek biz kalırız ” demişlerdi. “ Ya kırk satır, ya kırk katır” tehdidiyle karşılaşan halk, o Anayasayı yüzde 92 oyla kabul etmişti. Hayır oranıysa yüzde 8’di. O koşullarda hayır oyu kullanmak büyük bir cesaret gerektiriyordu; zira içine konulan şeffaf zarftan oyun rengi görülebilirdi. Herkesin görmesi demek, cuntacıların da görmesi demekti ve kendi ailemden biliyorum, bu durumun size baskı ve şiddet olarak geri dönmesi işten bile değildi. ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI MI? İnsanları vicdanlarıyla ve ailesinin can güvenliği arasında bir tercihe zorlayan o Anayasanın dikiş tutması beklenemezdi; nitekim pek çok kez değişikliğe uğratıldı. Yaklaşık bir yıl sonra yapılan genel seçimlerde cuntacıların desteklediği parti (MDP), yüzde 23.26 oy alabilmişti. Hiçbir baskıyla karşılaşmadan ve tamamen serbest irad

NAZIM HİKMET, MEMLEKET!(*)

Resim
15 Ocak, her gün sıklıkla kullandığımız pek çok sözcüğe sihirli anlamlar katan büyük şair Nazım Hikmet’in doğum günü! Burada doğmuş, şairliğe burada adım atmış ama çok sevdiği Türkiye’sinden uzakta hayata gözlerini yummuştu. Belki de bu yüzdendir; “ Kırk günlük yolda yaprak kımıldasa/Sen ürpermelisin içerde ” şeklinde dizeleştirmişti hassasiyetini. SEVERMİŞ MEĞER! O dünyanın en ücra köşesinde olup bitenlere bu kadar yakınlaştıkça, bu ülkenin muktedirleri, O’nu kendi memleketinden uzakta tutabilmek için her yolu denemişlerdi. Ne yaptılarsa Nazım’ı ne insanlık ayıbına karşı dile gelmekten alıkoyabilmişlerdi ne de memleketini sevmekten.  Bir yandan, “ Dünkü hava akınında ölenlerin/yüz kadarı beş yaşından aşağı,/yirmi dördü emzikte...”   demişti. Bu dizeler, benim aklıma PKK’lı diye bombalanıp öldürülen hepsi 35’den küçük 34 Roboskili köylü getirdi. Öte yandan “ Memleketim, memleketim, memleketim,/ne kasketim kaldı senin ora işi/ne yollarını taşımış ayakkabım,”   dizele