Kayıtlar

Mart, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şam'da Kılınamayan Namazın, Ayasofya'daki Kazası!

Resim
Bugün Nevruz Bayramı! Biz çocukken, her Nevruz günü, babam erkenden kalkar, yedi gözeden su getirir; o suyu evimizdeki mevcut hayvanlarımızın üzerine serpiştirirdi. Kuşburnu dalından yapılmış çemberden hepimizi geçirir, sonra da dedelere kurdun ağzını bağlatır; böylece yazıya, yabana gidecek olan hayvanların kurtların saldırısına uğramadan sağ salim geri dönmesi için gereken ritüeli yerine getirirdi. Kurdun ağzını bağlatırlardı ama tam bağlatmazlardı; çünkü nihayetinde kurdun da yaşama hakkı vardı. Çünkü inandıkları efsaneye göre herkese rızkını dağıtan Hakk, kurdunkini unutmuş, kurt da,   “ya ben ne olacağım ” diye sorunca, Hakk da ona, “ sen de rızkını insanların sahip olduklarından çıkartacaksın ” demiş. NEVRUZ, BAHARI MÜJDELER! Kurdun, kuşun hakkının gözetildiği o ritüelin gerçekleştirildiği Nevruz günü hepimiz çok eğlenirdik; ateşler yakılır, sütten yapılmış envai çeşit yemekler yerdik. Oyunlar oynar, türküler söylerdik. Sonra neden oldu, nasıl oldu, çocukluktan del

Çanakkale Bir Başkaldırıdır!

Resim
Bugün 18 Mart! Çanakkale Destanı’nın 102. Yıldönümü. O gün, zalimin zulmüne, emperyalistin işgaline karşı bir başkaldırı günüdür. O gün bugündür, ne zaman başımız sıkışsa bize yol gösteren bir deniz feneridir Çanakkale! ÇANAKKALE GEÇİLMEZ! Bir düşünsenize; Dedelerimiz, Çanakkale Destanını niçin yazdılar? Niçin 250 bin canını toprağa vermekte hiç tereddüt etmediler? Niçin “ Çanakkale geçilmez ” dediler? Elbette emperyalizme ve sömürgeciliğe #hayır demek için Eğer Dedelerimiz, Mehmet Akif’in dizeleştirdiği gibi “ Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer ”e hayır dememiş olsalardı, şimdi İstanbul’da kol geziyordu İngiliz Sömürge Valisi. Tarih, eğer hakkını verirsen anlam kazanan bir gerçekliğin hikayesidir; yaşamaktan da zordur yazılması. Biliyorum, çok zor; Çanakkale’de göğüs göğse çarpışırken, Sarıkamış’ta donarken canını veren ama elini işgalciye vermeyen bir kuşağın torunu olmak. Biliyorum, çok zor; yalan makineleri harıl harıl yalan üretirken; attığımız

8 Mart, Mücadele ve İşbirliği

Resim
" işbirlikçilik ", çoğu zaman negatif bir çağrışım yapar. Nereden baktığınıza bağlı olarak, güzelliği ve dayanışmayı çağrıştıran bir içeriği olduğunu kim inkar edebilir? Örneğin Jean Paul Sartre, doğup büyüdüğü ve yurttaşı olmaktan gurur duyduğu   Fransa'ya karşı Cezayir Ulusal Kurtuluş Savaşının yanında yer almış ve bu tavrıyla tam bir " işbirlikçi"   gibi davranmıştı. EZİLMİŞİN İŞBİRLİKÇİSİ OLMAK! Sınıfsal ve cinssel açıdan da " ezilmişin işbirlikçisi " olmanın güzel tarafları var. Ama aslolan ezilen ulusun, sınıfın ve cinsin " kendi kaderini tayin etme " mücadelesinin temel dinamiği olmasıdır. Bugün 8 Mart ve ezilen cins olan kadınların mücadele tarihine bakalım. Elbette bu süreçte bir grup erkeği de kadınların hemen yanı başında mücadelenin içinde görüyoruz ama 8 Mart'ta kutladığımız, aslında kadınların mücadele ruhudur! Bakın tarihe; tarihsel dönüşümlerin pek çoğunda kadınların iz bırakan eylemlerini görürsünüz. He