Kayıtlar

Aralık, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yüksel Işık’ın hukuk zaferi

Yüksel Işık’ın hukuk zaferi

Maraş hala kanamaktadır!

Resim
Maraş katliamı, 31. yılını geride bıraktı. 19’unda başlayıp 26’sında kontrol altına alınan katliamın asıl yaşandığı gün 24 Aralık’ta, resmi rakamlara göre 111 kişi katledildi. “cami bombalandı” yalanı üzerine kışkırtılan halkın, örgütlü karanlık güçlerce yönlendirildiği Yörük Selim gibi mahalleler yerle bir edildi. Katliam sonrası Ecevit’e ulaştırılan 1 Ocak 1979 tarihli belgeye bakıldığında, “Maraş katliamı MİT görevlilerince planlanıp çıkarıldı”. Üstelik, aynı belgeye göre, olaylarda sorumluluğu olan MİT görevlilerinin tayininde Türkeş büyük rol oynamıştı. Raporun doğru olup olmadığını araştırmak, katliamın üzerindeki sis perdesini kaldırmak devletin görevi; ancak, “darbe günlükleri”nden “Ergenekon” çıkaran Hükümetin, söz Maraş’a gelince sessizliğin koruması, bize dair bir demokratlığın işareti olsa gerektir. Maraş bir milattır! “Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür” derler ya, Maraş da unutulmuş durumda. Maraş’ta, saldırı planının bir parçası olarak kapılar işaretlenmiş; üstelik, b

Özgürlükler ihlal ediliyor, Hükümet seyrediyor!

İki halkın kardeşliğine vurgu yapanlara siyaset yaşağı geldi; DTP kapatıldı. Bir yandan “barış elçileri” gönderip, diğer yandan olur olmaz her eylemi üstlenir hale gelen PKK, Tokat’taki karakol aşçısı askerlere atılan pusuyu üstlendi. Alevilerin katledildiği Maraş katliamı sanığı Ökkeş Kenger, Alevi Çalıştayı’na davet edildi. Bu arada olmayan mahkeme kararıyla internet sitesi kapatıldığı yetmezmiş gibi Edirne Belediyesi’ne mahkeme kararı olmadan yerleştirilen telekulağın açığa çıkması üzerine Emniyet Müdürlüğü, böceğini, demirbaş olduğu gerekçesiyle geri istedi. DTP’nin kapatılmasını protesto edenlere aynı boy ve marka silah çekenlerden birinin “kim para verirse onun dediğini yaparım” demesi önemsiz bulunup serbest bırakılınca, Muş-Bulanık’taki “kovboy”, sürece, kaleşnikofla müdahil oldu. Adı anılan vak’alar, karmaşık süreçler işaret ediliyor. Hiçbiri, mantıksal bütünlük taşımıyor. Nitekim, AKP içinde hatırı sayılır ölçüde milletvekili de böyle düşünüyor olsa gerek ki, son gelişmeleri

Öcalan'ın hücresi ve Reşadiye Pususu: Senaryo kime ait!

Durup dururken Öcalan’ın hücresinin 0.17 m2 küçültülmesi projesinin nasıl bir arkaplanı olduğunu tartışacaktım; Tokat’tan katliam gibi bir haber geldi. Karakolun erzak teminini yapan askerlere yönelik Reşadiye dönüşü gerçekleşen saldırıda yedi asker yaşamını yitirdi; üçü de yaralandı. Hem Öcalan’ın hücresinin küçültülmesinin hem de Reşadiye eyleminin zamanlaması ilginç. Bir çakışmadan bahsedebiliriz; henüz açığa çıkartılamamış bir senaryonun farklı aşamaları gibi görünüyor. Öcalan’ın hücresinin küçültülmesinin gerçekleşmesinin kamuoyuna yansıma zamanı, PKK’nın FİS Köyü’nde kurulduğu tarih olan 27 Kasım ve sonrasına geliyor. Kuruluş yıldönümü kutlamaları, bir anda “kurucu”nun hücresinin küçültülmesine yönelik protestolara dönüşüyor. Bu kutlamalar sırasında, 17 yaşında masum bir kız çocuğunun, atılan molotoflar nedeniyle bir üniversite öğrencisininse katıldığı protesto eylemi sırasında yaşamını yitirmesi kimin umurunda? Bu kadar tesadüf, ancak planlanabilir! Zamanlama bu kadarla sınırlı