Kayıtlar

Aralık, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ne kadar da benziyorsunuz birbirinize!

Resim
Dizesini deforme ettiğim için Edip Cansever bağışlasın beni! Önce Beşiktaş’ta; ardından da Kayseri’de onlarca canımızı alanlarla, siz, HDP Bürolarını basanlar ne kadar da benziyorsunuz birbirinize!  “ Ülkedeki özgürlük ve demokrasi kırıntılarının rafa kaldırılmasını kolaylaştırmak ” için bomba atanlarınız ile bombaları atanlara karşıymış gibi yapıp, tıpkı 12 Eylül öncesinde “ devlete yardım ettiği ” yalanıyla toplumu terörize eden sizlerin amacı açık bir diktatörlüğün zeminini hazırlamaktır.  Görüyorum ki BOP Senaryosunu yazan küresel güçler,  gidişattan çok memnun! O kadar memnunlar ki Beşiktaş patlamasıyla dolmuş olan “ bardağı taşıran son damlayı ” da Kayseri’de buldular. ÇOK MU VATANSEVERSİNİZ? Şaşırdık mı? Hayır! Çünkü bu ülkedeki kardeşliği dinamitlemek isteyen güçler her kimse, ne zaman isteseler, bir yandan “ Kürtlerin acısı ” adı altında şiddet kusanları, diğer yandan güya teröre karşıymış gibi “tuzları ellerinde hazır ” bekleyen faşist güruhu “ hazır ve na

Figüransınız Beyler!

Resim
Evet, son sözüm bu ama baştan söylüyorum. 7 Haziran seçimleri öncesi Diyarbakır’a ve hemen sonra Suruç’ta gencecik çocukların üzerine atılan bombalamalar ile başlatılan kaos ortamı, Beşiktaş ile tırmanışa geçirip, ülkedeki özgürlük ve demokrasi kırıntılarının rafa kaldırılmasına kaldıraç olduğunuz için. Üzerinizde sakil duran “ Özgürlük Şahinleri ” adıyla “Türkiye’de rahat bir yaşam beklemeyin ” diyerek üstlendiğiniz o kanlı eylem nedeniyle figüransınız. Eğri oturup doğru konuşalım; bu açıklamanın, 80 öncesinde “ devletine yardım ettiği ” yalanıyla toplumu terörize eden faşist güruhun kullandığı “ kana kan, intikam ” sloganından bir farkı olmadığı için. Üstelik “ Türk halkı TAK’ın direk hedefi değildir ” gibi cafcaflı bir cümle eşliğinde, “ Kürtler ölüyorsa siz de öleceksiniz ” tehdidini yapmayı da ihmal etmediğiniz için. KÜRTLERİN ACISIYLA ZERRECE İLGİNİZ YOK! Beşiktaş – Bursaspor maçının bitiminden sonra patlattığınız bombalarla, 44 kişiyi katledip, 14’ü ağır olmak üzere

Bugün günlerden Erdal Eren!(*)

Resim
Her idam acımazsızdır. Her idam insanlık suçudur ama bazı idamlar birkaç kez insanlık suçudur. 12 Eylül   Darbesinin alelacele idam sehpasına çıkardığı Erdal Eren'in idamı işte böyle bir idamdır. 13 Aralık 1980 günü çıkardılar idam sehpasına ve o an itibariyle henüz 17'sinde bir çocuktu. Yani cuntacıların yasalarına göre bile idam edilmesi imkansız olan bir yaşta. İDAM İNSANLIK SUÇUDUR! İnsan Hakları Günü'nde de yazmıştım. " bu ülkenin ve bu topraklarda yaşayan halkların çıkarı, her hal ve şartta darbelere ve darbelerin yarattığı gerilim sonucu uygulanan idam gibi çağdışı yöntemlere karşı çıkmaktan geçmektedir. "Herkesin adil yargılanma hakkına sahip olup, hiçbir baskıya maruz kalmadan yargılanmaları mümkün olsa ve işledikleri suç ne kadar ağır olursa olsun idam denilen çağdışı cezaya çarptırılmasalardı, bugün hala yürekleri kanatmazlardı." ( http://blog.radikal.com.tr/turkiye-gundemi/insan-haklariyla-insan-82256   ) SON BAKIŞ! Tıpkı   Sez

Başkanlığı Yeri, Çıkrık ve Tunç Baltanın Yanıdır!

Resim
AKP ile MHP, Başkanlık Rejimi konusunda anlaştılar. MHP, teklifin TBMM’ne getirilmesi için gereken imzalar konusunda henüz utangaç ama zaten o konu teferruat. Öyle görünüyor ki referandum için gerekli olan 330 rakamı rahatlıkla geçilecek ve referandum kapısı açılmış olacak. Kamuoyu araştırmalarına bakılırsa gündelik hayatın telaşesi içindeki sıradan insanlar, katılsalar da katılmasalar da, Başkanlık Rejiminin kabul edileceğini varsayıyor. Ancak Başkanlık Rejimi gibi bir konu, sıradan insanların ayaküstü hasbıhallerinin insafına bırakılmaz; zaten bu nedenledir ki taraflar, aralıksız olarak, seçmenin davranışına etki edecek yöntemler geliştirip, tezlerine taraftar arıyorlar. GÜN DOĞMADAN NELER DOĞAR! Bu arayışta hiç kuşkusuz, iktidarın tarafının, elinde bulundurduğu sayısız iletişim olanağı nedeniyle daha avantajlı olduğunu kabul edebiliriz ama her şey bittiğini söyleyemeyiz. Değil mi ki “ gün doğmadan neler doğar ”! Ünlü 11. Tezi uyarlayarak, diyebiliriz ki “ kamuoyu ar

Kadınlar Özgürse!...

Resim
Rivayet edilir ki 7. yüzyılda, Uygur Hakanının annesi Uluğ Hatun bir çeşit yargıçlık yapar, anlaşmazlıkları çözermiş. Eski Türkler deyip geçmeyin; Örneğin Osmanlı Devleti’nin ikinci padişahı sayılan Orhan Bey zamanında da durum fena değilmiş. 1333’de geldiği İzmir’de Orhan Bey’in karısı Nilüfer Hatun’un huzuruna alınan İbn-i Batuta, “ Bu memlekette kadınlar erkeklerden daha üstün”   diye not etmiş. KADINLAR İÇİN KARANLIK DÖNEM! Çok geçmemiş; dönemin Şeyhulislamından alınan fetvalar ile 1603’te kaymakçı dükkanlarına girmeleri; 1610’da, erkekler ile aynı sandala binmeleri; 1787’de, mesire yerlerine gitmeleri; 1828’de ince kumaştan ferace giymeler yasaklanmış. Sonrasını biliyorsunuz! 1876’da Anayasasının akabinde yapılan Meclis-i Mebusan seçimleri için her 50 bin erkeğe denk gelecek bir biçimde bir mebus seçilmiş. Seçen de erkek, seçilen de! Kadınlar o tarihlerde kayıt altına bile alınmazmış. İlk kez 1882’de nüfusa kayıt edilmeleri kabul edilen kadınlar için siyasi açıd

KILIK KIYAFET BİR GECEDE Mİ DEĞİŞTİ?

Resim
Bugün Kılık Kıyafete Dair Yasal Düzenlemenin 82. Yıldönümü. 3 Aralık 1934’de çıkartılan bir Yasa ile Bazı Giysilerin Giyilemeyeceği düzenlenmişti. Bu Yasa’yı kastederek, “ bir gecede kılığımız değişti ” diyor bazı aklı eveler. Oysa azıcık tarih bilgisi olan herkes biliyor ki Kılık Kıyafet Tartışmasının kökeni, 2. Mahmud’a kadar gider. Biliyorsunuz; 2. Mahmud, 1826’da Yeniçeri Ocağı’nı kaldırmış; yerine Avrupai tarzda kurulan “Asakir-i Mansure-i Muhammediye” isimli orduyu kurmuştu. GAVUR PADİŞAH? İşte bu ordunun kıyafeti olarak da Batı tarzında ceket, pantolon, fes ve potin olarak belirlenmişti. Bu durum, başta Şeyhülislam ve ulema tarafından hoş karşılanmamış; yeni kıyafet değişikliğinin İslam dinine aykırı olduğu ileri sürülmüş ve bu nedenden dolayı 2. Mahmud’a “ Gavur Padişah ” denilmişti. 2. Mahmud’un girişimlerinin yalnızca askeri kıyafet değişikliğiyle sınırlı olmadığını biliyoruz. Gerçi bugün olduğu gibi o gün de tahammülsüz çevrelerin saldırısına uğramışlar