Ne kadar da benziyorsunuz birbirinize!
Dizesini deforme ettiğim için Edip Cansever bağışlasın beni!
Önce Beşiktaş’ta; ardından da Kayseri’de onlarca canımızı
alanlarla, siz, HDP Bürolarını basanlar ne kadar da benziyorsunuz birbirinize!
“Ülkedeki özgürlük ve demokrasi kırıntılarının rafa kaldırılmasını
kolaylaştırmak” için bomba atanlarınız ile bombaları atanlara karşıymış
gibi yapıp, tıpkı 12 Eylül öncesinde “devlete
yardım ettiği” yalanıyla toplumu terörize eden sizlerin amacı açık bir
diktatörlüğün zeminini hazırlamaktır.
Görüyorum ki BOP
Senaryosunu yazan küresel güçler, gidişattan çok memnun!
O kadar memnunlar ki Beşiktaş patlamasıyla dolmuş olan “bardağı taşıran son damlayı” da Kayseri’de
buldular.
ÇOK MU
VATANSEVERSİNİZ?
Şaşırdık mı?
Hayır!
Çünkü bu ülkedeki kardeşliği dinamitlemek isteyen güçler her
kimse, ne zaman isteseler, bir yandan “Kürtlerin
acısı” adı altında şiddet kusanları, diğer yandan güya teröre karşıymış
gibi “tuzları ellerinde hazır” bekleyen
faşist güruhu “hazır ve nazır”
bulabiliyor!
Sizin gibilerin dün olduğu gibi bugün de, yarın da eksik
olmayacağınızı biliyoruz.
Onlar, daha askere yeni gelmiş “acemiler”in bindiği otobüsü bombalayarak, bizi acıya boğarken;
sizler de önce Kayseri’de HDP ve EMEP binalarına saldırıp; ardından şiddetten en
fazla zarar görenleri “taciz”
ederek, bizi sindirmeye çalışıyorsunuz. Tam da küresel güçlerin ihtiyaç
duydukları “fitili ateşleyerek”, bombacılara
ve size verilen toplumu terörize etme görevini “layıkıyla” yerine getiriyorsunuz.
Çok mu vatanseversiniz?
Açıkça yazıyorum; vatanseverlikle zerre kadar ilginiz yok!
Çünkü vatanını sevmenin ilk şartı, gerçeğin peşine
düşmektir.
Siz gerçeğin değil; sıradan hayatlar süren insan avına
çıkarak, bir süredir bu ülkede yaşamı zehir etmek görevini üstlenen provokatörlerin
dinamitlediği kardeşliğimizi kırıp dökmenin peşindesiniz.
Terör, elini kolunu sallayarak, üstümüze bombalar
yağdırırken; sizler, “küresel ağababalar”ınızın
ve “yerli işbirlikçiler”inin işaretiyle
“barış ve kardeşlik ” isteyen masum
insanlara hayatı zindan etmeyi marifet sayıyorsunuz.
İşte bu yüzden bombayı atanlarla siz güya o bombaya tepki
gösteriyormuş gibi yaparak, masum halka saldıranlar; o kadar benziyorsunuz ki
birbirinize!
GÖRÜN ARTIK
GERÇEĞİ!
Meksikalılar der ki; “Eğer
biri sana parmağıyla güneşi gösterir ve sen de parmağa bakarsan aptalsın
demektir. Eğer güneşe bakarsan daha da aptalsındır, çünkü güneş gözlerini kör
eder. Senin bakman gereken parmakla güneş arasında uçan kuştur.”
Görün artık o gerçeği!
Gerçek şu ki sizin hançerelerinizi yırtarak söylediğiniz “kana kan, intikam” sloganı da, bombacıların
“kurşun adres sormaz” diye dillerine
doladığı da ilkel bir intikam duygusunun dışa vurumudur.
Beşiktaş’ta, Kayseri’de, ya da aklınıza gelebilecek her
yerde canlı bombaların hedeflediği masum insanlar, gündelik hayatlarını
sürdürebilmek için sabahtan akşama kadar çalışmak zorunda kalan emekçiler ya da
onların çocukları; yani sizin gibi insanlar!
Sizin evlerini ya da işyerlerini yaktığınız insanlar da
öyle!
Farkında değil misiniz; sizden, sizi öldürmenizi, kendinizi yok
etmenizi istiyorlar. İşte o yüzden size salladıkları parmak uçlarına ya da
gösterdikleri hedefe bakmanızı istiyorlar; halbuki o salladıkları “parmak” ile o gösterdikleri “hedef” arasında dönen “küresel oyunlara” bakmanız gerekiyor.
Gerçek tam da oradadır!
BOP Senaryosunu yazıp, rolleri dağıtanların, farklılıklarıyla
yüzyıllardır birlikte yaşamayı başarmış bu halkı, kökenini ya da inançlarını
bahane ederek, birbirlerine kırdırmanın ve Türkiye’yi artık bir açık
diktatörlüğe dönüştürerek, “bölüp
parçalamanın” hesabını yapıyorlar.
Siz de üzerinize giydirilmek istenen “deli gömleği”ni matah bir şey sanıyorsunuz ve “deli gömleği” ile birlikte Türkiye’nin girmeye zorlandığı karanlık tünele
doğru koşar adım gidiyorsunuz.
Kardeşliğimizi gömmek isteyenlerin oyuncağı oluyorsunuz.
Ama gömmeye çalıştığınız kardeşliğimizin, toprağın altında
bire bin veren bir tohuma dönüşebilme ihtimalini unutuyorsunuz.
Yorumlar
Yorum Gönder