Hocam Ahmet Taner Kışlalı
Benim üniversite maceram, 12 Eylül Öncesi ve sonrası olmak üzere iki kısımdan ibarettir. İlk üç yarıyılı faşist saldırılar altında; son beş yarıyılı ise baskının kol gezdiği bir ortamda okudum. Ara vermek zorunda kaldığım 1980-83 arasında ise Mamak’a “ sonbahar gel(mişti )”. Kendi “ sonbahar ”ım henüz bitmişti ki çıkan “ öğrenci affı ” ile okula dönmüştüm. Bana yakınlık göstermek isteyen herkesten “ gizli polis ” çıkartacak kadar “ tecrübe ” sahibi idim ama diğer öğrenciler için bir “ muamma ” olduğumu fark edemedim. “ Ricat” yaşanmış olsa da “ sol hava ”nın hakim olduğu bir okula, dönemin ortasında gelip, sınıfın en arkasına konuşlanmış; dersi oradan dinleyip, konuşmaları oradan takip etmeye başlamıştım. Neredeyse kimsenin tanımadığı ve sadece “ dinlemekle yetinen ”, yaşı diğerlerine oranla bir miktar “ geçkin” birinin “ muamma” olarak tanımlanması, “ hafif ” bile kaçar; varın gerisini siz düşünün. KALABALIKTAKİ YALNIZI GÖREBİLMEK Derslere girdikten sonra öğ...
Yorumlar
Yorum Gönder