Ahlaken Yalnız Kalmak!

Tarihin en tartışmalı referandumu sonuçlandı. Toplum olarak “ hayır” dediğimiz halde, kanunu açıkça ihlal eden YSK’nın yaklaşık 2,5 milyon “ mühürsüz oyu ” geçerli saymasının sonucunda“ evet ” cephesi kazanmış ilan edildi. Böyle bir kararın, troller hariç, evet verenlerin çoğunluğu dahil olmak üzere, hepimizin göğsünün üstüne bir ağırlık çökmesine, haksızlığa uğramışlık duygusuna kapılmamıza yol açtığına eminim. Bu yazı yazıldığında henüz sonuç kesinleşmemişti ama artık Türkiye’de yeni bir hukuksal düzen geçerli! Bu yeni hukuksal düzen, hiç kuşkusuz binlerce yıllık vicdani geleneği ve ahlaki birikimi de yok etti. Vicdani gelenek ve ahlaki birikim denilince izlediğim filmden bir cümle dikkatimi çekti. AŞK, ŞİDDET VE CİNAYET! Filmin adını hatırlamıyorum. Birbirlerine sırılsıklam âşıklarken günü geldiğinde aşkları biten bir çiftin cinayete varan hikâyesi! Kadın oldukça varlıklı ama ilişkilerinin başlangıcındaki temel saik bu değil; hakikaten aşıklar. Sonrası...