Fransa'da aranan Erçakmak, meğer Sivastaymış!

“Her katil cinayet işlediği yere geri döner” sözü, bir kez daha gerçek oldu; Madımak katliamının bir numaralı sanığı, katliam sırasında RP’den Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak’ın Sivas’ta, oğlunun evinde öldüğü açıklandı. Ölmüş müdür; yoksa 18 yıldır aynı mahalde ‘Mehmet Dayı’ olarak gezmiş olmaktan sıkılmış mıdır; yahut yeni adıyla ve yeni kimliğiyle devlet ihalelerine girmekten aldığı hazzı Cafer Erçakmak adına tercih eder hale mi gelmiştir, bilinmez ama bu ‘ölüm haberi’, 18 yıldır devletin, sekiz yıldır devleti yönetenlerin, yüzde 50 oy alanların Madımak katliamına bakışlarını resmetmesi açısından son derece çarpıcı bir durumdur.
Daha dün anmıştık Madımak’ı; Madımak’ta ateşe atılan Asım Bezirci’yi, Metin Altıok’u! Daha dün hatırlamıştık 16 yaşındaki Asuman ile 12 yaşındaki Koray’ın ateşte semaha duruşlarını. Sivas’a gidip cinayet mahalini bir kez daha gösterme kararlılığında olanların üstüne, daha dün, Sivas Valiliği, gaz bombası atmış; katiller bulunsun diyenlere dünyayı dar etmişlerdi. Söylediği türkülerle içimizi ısıtan, yazdığı şiirlerle insanlığımızı hatırlatan, çizdiği karikatürlerle önce insan diyen, oynadığı halk oyunlarıyla hayatı resmeden 35 kişiyi yakanların peşine düşmesi gereken güvenlik güçleri, “yeter artık, açın Madımak’ın üstündeki örtüyü, bulun katilleri” demek için Sivas’a gidenlere gaz sıkmışlardı.
NE KADAR DA SAFIZ!
Meğer, Cafer Erçakmak da oralardaymış! Hani şu olayların baş müsebbibi görülen, dönemin RP’li Meclis üyesi. Hani şu insanların yanıp kül olduktan sonra gelen itfaiye merdiveniyle indirilen Aziz Nesin’e, arkasına topladığı güruhtan aldığı cesaretle tokat atıp, ölümü hak ettiği fetvasını veren kişilik. Hani, arandığı halde, 1998’e kadar SSK’dan emekli maaşını hiç sektirmeden alan; sonrasında da bulunduğu yer saptanmasın diye almaktan vaz geçen şahsiyet. Meğer Fransa’daymış gibi gösterilen Erçakmak, Sivas’taymış; hem de yangın çıkardığı, çıkardığı yangınla 35 kişinin ölümüne yol açtığı Madımak Oteli’nin 400 metre ötesindeymiş!
Ne kadar safız, değil mi? Yıllardır, “Madımak müze olsun” talebimize karşılık, önce “otelin kamulaştırılması için yeterli para yok” diyenler, sonra yükselen kamuoyu baskısı karşısında oteli kamulaştırdıktan sonra diktikleri anıta katillerin de adını yazmakta hiçbir beis görmedikleri, hiç de utanmadıkları ihtimalini hiç aklımıza getirmemişiz! O kadar ki, Erçakmak’ın Sivas’ta yaşıyor olma ihtimalini ve hatta davanın avukatlarından Şenal Saruhan’ın ‘kendisini ölmüş gibi göstermek istiyor olabilir’ ihtimalini abartılı bulacak kadar safız!
ERÇAKMAK’IN ADI DA ANITA YAZILSIN!
Hani Madımak yangınını anmak amacıyla otelin önüne yerleştirdikleri bir anıt vardı ya; katillerden ikisinin de adını taşıyan!... İşte o anıta artık Cafer Erçakmak’ın da ismini yazabilirler; yer darlığı çekerlerse Erçakmak’ın yakmakta bir an bile tereddüt etmediği 68 yaşında 70 eser bırakan Asım Bezirci’ni ya da daha hayatının başındaki Koray Kaya’nın adını silebilirler. Olmadı, ikisi otel görevlisi 35’inin de adını silebilirler. Zira katillerle aynı anıta adları yazılı olanları, mezarda da rahat bırakmamaktan başka anlamı olmayan o anıta Erçakmak’ın ismi daha çok yakışabilir!
Nesimi Çimen, türkülerinde, “Sen bir peygambersin şeksiz gümansız” diye seslenmiş; O’nun katline karar verenlerin hançerelerini yırtarak, “ya Allah, Bismillah” diye bağırışlarını, bir “yaman çelişki” olarak görmek, ne büyük saflık! Metin Altıok, bir şiirinde, “Ve temizleyecekler kazılan yerlerde /Bizden kalan balçığı” sözlerini dizeleştirmiş; katillerin adlarını anıta yazan, Erçakmak’ın Sivas’ta yaşamasına zemin hazırlayanlar, bu şiirden, Madımak’ı hafızalardan silme sonucunu çıkarırken, bizler, bütün Türkiye, Sivas’ta neler olup bittiğini öğreneceğimizi sanmışız; ne büyük saflık!
18 yıl önce gerçekleşen bir katliama ilişkin 18 yıl sonra içinde yaşadığımız Temmuz ayında, katillerin adlarını anıta yazan, Erçakmak’ı görmezden gelen ama Madımak’ın aydınlatılmasını isteyenlere gaz sıkanlar var oldukça işimiz çok zor!
Şimdi anladınız mı; Sivas’ın katillerinin bulunma ihtimalinin hiç olmamasının nedenini?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neşet Baba!

Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık!

HALKIN POLİSİ CEVAT YURDAKUL