Neden Acaba?
“Ensar”, Arapça
bir sözcük.
Hz. Muhammed’in Mekke'den Medine'ye göçtüğü zaman, kendisine
ve yanındakilere yardım edip, dayanışma gösterenleri anlatmak amacıyla
kullanılan bir terim olarak biliniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “vakit, ensar olma vaktidir” diye övgülere gark ettiği vakfın adının
“ensar” olmasının böyle bir arka
planı olduğunu hatırlatıp konuya girmek isterim.
Cumhurbaşkanının bu övgülerinden kısa bir süre sonra Ensar
Vakfı’nın Karaman’daki yurtlarında kalan öğrencilerden onuna tecavüz edildiği
açığa çıktı.
Tecavüzün bizzat Vakıfta görevli bir öğretmen tarafından yapılması,
infial yaratılması için yeterliyken, iktidarı arkasına alan “yandaş medya”nın, tecavüzü yapanı koruma
altına alıp, açığa çıkaranları linç etmek istemesi anlaşılır gibi değil!
Oysa adı üstünde tecavüz, zorla ve iradesi dışında bir insanın
namusuna saldırmak, ona sarkıntılık yapıp ırzına geçmek olarak
tanımlanmaktadır.
Uluslararası normlara göre tecavüz, aynı zamanda bir çeşit şiddettir
ve eldeki verilere göre Türkiye’de her dört saatte bir çocuk tecavüze
uğramaktadır.
Çocuklara ya da kadınlara tecavüz eden her kimse,
tartışmasız aşağılık bir yaratıktır.
Bu anlamıyla tecavüzün yapıldığı mekanın pek bir önemi
yoktur ama tecavüzlerin yapıldığı mekanlar, saldırgan için bir koruma kalkanı
oluşturmuşsa elbette mekanlar hakkında da konuşmamız gerekmektedir.
SUİMİSAL
EMSAL DEĞİL AMA…
Deniyor ki, “adı geçen öğretmen, Ensar’da 6 ay sonra ayrılıp
başka bir kuruma geçti.”
Geçtiği derneğin, vakıfla ilişkisi olduğu gerçeği gizlenmek
istendiği gibi tecavüzlerin orada da devam ettiği önemsiz bir ayrıntıymış gibi
sunulmak isteniyor.
İddialara göre söz konusu tecavüzler, 2012’den bu yana devam
ediyormuş.
Tecavüze uğrayan çocuk sayısı da 45 civarındaymış.
Tecavüzün önemli bir mesele ve uğrayanda yarattığı travmanın
derin etkileri olduğu biliniyor. Ancak tecavüzcüler, asıl cesareti kendilerine
karşı gösterilen “iyi hal indirimi”
gibi müsamahalardan alıyor.
Bir diğer önemli nokta da, tecavüz olayının geçtiği
kurumların iktidara yakınlığı dikkate alınarak, yetkililer tarafından korunma
altına alınmasıdır.
Olayın ortaya çıkmasının ardından hemen her yetkilinin, bir
geçiş cümlesi olarak çocuklara yönelmiş pedofiliyi kınar gibi yaptıktan sonra alelacele
Ensar Vakfı’na toz kondurmamak için birbirleriyle yarışmaları bunun kanıtıdır.
Çocuklara yönelen bu “cinsel
şiddeti” duymamızı, görmemizi ve
konuşmamızı acaba neden istemiyorlar?
Daha önce de Çorum’da, Aydın’da, Artvin’de, Elazığ’da ve de
ülkenin dört bir yanında görmemizi, duymamızı ve konuşmamızı istememişlerdi.
İstiyorlar ki çocuklara yapılan tecavüz olmamış gibi
davranalım.
Başbakan Davutoğlu, olayın açığa çıkmasından hoşnut
olmadığını, “paralel yapı operasyonu”
vurgusuyla belirtti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu
da, “Buna bir kere rastlanmış
olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe
olamaz” dedi.
Elbette “suimisal, emsal
değildir”!
BU KADAR
TESADÜF FAZLA DEĞİL Mİ?
Ancak ortada çocuklara tecavüz edildiği gerçeği var ve bu “gerçeğin” Ensar Vakfı’na ve devamında
işbirliği yaptığı benzer bir kuruluşa ait yurtlarda gerçekleşmiş olması tesadüf
mü?
Daha Karaman’da yaşanan iğrençliğin öfkesi dinmeden
benzerinin çok önceden Yusufeli İmam Hatip Lisesi’nde yaşandığı ve tecavüze
uğrayan çocuğun büyüyüp aynı okula öğretmen olarak atanmasından sonra deşifre olması
da mı tesadüf?
Dokuz yaşındaki kız çocuklarına bizzat babalarının şehvet
duyabileceklerine dair fetvaların bu cinsi sapıklıkla ilintileri yok mu?
Merak ediyorum, bu tarz taciz ve tecavüz olaylarının
failleri neden hep İslami kesimden çıkıyor?
Bu kadar tesadüf biraz fazla değil mi?
Sadece 2014 yılında Ramazanoğlu’nun sorumluluk alanına giren
çocuklardan 11 bin 95'i cinsel suçlara maruz kalmış.
Yusufeli örneğinden de görüleceği gibi bu tarz suçların sadece
yüzde 15’i açığa çıkabilmekte, geri kalanıysa gizlenmektedir.
Bu gerçek dikkate alınırsa nasıl
bir iğrençlikle iç içe yaşadığımız daha net anlaşılmış olacaktır.
Açığa çıkan yüzde 15’lik oranla bile Türkiye’nin, çocuk
istismarı nedeniyle dünyada 3. sırada olması, size bir şey anlatmıyor mu?
Hal böyleyken Bakanın, “kimden
ve hangi kuruluştan gelirse gelsin çocuklarımızı, başta cinsel istismar olmak
üzere her türlü istismardan koruyacağız” demesi gerekirken ısrarla Ensar
Vakfı’nı temize çekmek istemesinin nedeni ne olabilir?
Neden acaba?
Kuran kurslarında çocuklara tecavüz gelenelkseldir.Bunun nedeni ifgal edilen erkek çocuğunun sesinin daha yumuşak tonda ve daha dokunaklı ola cağı düşüncesidir.
YanıtlaSil