İşte Bu Nedenle Hayır! (*)

Uğradığı tecavüze karşı koyduğu için vahşice katledilmiş Özgecan.
Katil, "karşı koyunca kendimi kaybettim" demiş.
Sanırsınız doğal bir hakkı elinden alınmış.
Ne zaman böyle vahşice işlenen bir cinayet olsa kaynağı belli bir güç, hemen idamı ya da hadım etmeyi tartışmaya açıyor.
Oysa idam ya da hadım cezası suçun işlenmesini önlemez!

NEDEN HABİRE TAHRİK OLUYOR BU ERKEKLER?
Çünkü kadını cinsel bir obje görme ve kadını aşağılama kültürü neredeyse toplumsal bir gen haline gelmiş.
haber/">Trabzon'da cinayete tepki gösteren kadınlara laf atan serseri ile Özgecan'ın katili arasında bir fark görebiliyor musunuz?
Yalnız bir erkek, ister ışıklı ister karanlık olsun sokaklarda gece gündüz demeden rahatlıkla gezebilir, parklarda oturabilir ve hatta gelip geçen kadınlara yönelik her türlü taciz bakışını yöneltebilir ama herhangi bir kadının okuduğu okuldan yaşadığı eve yalnız başına gitmesi bile spekülasyona yol açabilmektedir.
Dağa kaldırmanın kahramanlık, 6 yaşındaki kız çocuklarını nikaha almanın dinen caiz kabul edildiği ülke burası!
Burası, kadınlar yaşadıkları evden dışarı çıkmasalar bile "pencereden bakıyordu, tahrik oldum, bu yüzden eve zorla girdim" diyenlerin ülkesi.
Hem zaten hangi katilin idamı ya da hadım edilmesi, Özgecan'ın vahşice katledilmesine nasıl kısas olabilir ki?
Geçen yıl 1400 kadın cinayete kurban gitmiş. Katillerin hepsini idam etseniz bile 1401'inci cinayetin sırada olduğu açık değil mi?
Gündemimizde kadın cinayetlerinin olmadığı zamanlardaki tartışmalara bakın.
Hepsi kadını önce evin içine hapsetmek; sonra da evin içinde de odaya hapsetmek üzerine kurulu. Sesini çıkartan kadının davetkar olduğuna dair erkek egemen söylemlerin TV'lerden üstümüze boca edildiğini ne çabuk unuttunuz!
6 yaşında çocukla evlenilebilir ile ilgili görsel sonucu
ANNENİN DİZ KAPAĞI!
"Annen de olsa diz kapağının üstü tahrik eder" denilmesine sessiz kalırsanız, Özgecanları kurtaramazsınız!
"6 yaşındaki kız çocukları nikahınıza alabilirsiniz" sözlerine dini gerekçe aramaya kalkarsanız, daha çok Özgecanlar katledilir.
Bu nedenle idam ya da hadım cezası, bu kültürel kodlamanın üstesinden gelemez!
Bu kültürel kodlamanın üstesinden gelebilmek için "Kadın Erkek Cinsiyet Eşitliği"ne ilişkin derslerin ilkokuldan başlayarak konulması ilk adım olmalıdır.
KAMU HİZMETİ SADECE VERGİ TOPLAMAK MIDIR?
Bu ülkenin artık kamusal görev tanımını tartışmaya açması gerekir.
Sıradan bir kamu görevlisinin yapacağı işe alınabilmesi için engelli parkuruna benzer sınavlardan geçiren bu ülke, minibüs ya da taksi şoförlüğü gibi ulaşım alanında kamu hizmeti yapmak için hiçbir şart koşmadığının farkında değil misiniz?
Toplu taşım kamusal bir görevdir. Bu görevi üstlenen kişileri kim seçiyor?
Parası olanların minibüs sahibi olduğu bu ülkede, o minibüsleri kullananlarda aranan ehliyetin sadece araç kullanma yeteneği ile sınırlı olması tuhaf değil mi?
Sıradan vergi memuru için konulan eğitim şartıyla yetinmeyen devletin minibüsü kimlerin kullanacağına ilişkin bir politikasının olmaması, Özgecan cinayetlerinin tahrik unsuru değil mi?
Özgecan'ın yakalanan katilinin psikolojisinin kamusal bir görevi yerine getirmeye uygun olup olmadığına karar verecek mekanizması olmayan bir devletin idam ya da hadımı tartışması, yükselen toplumsal öfkeyi dindirmeye yöneliktir.
Hiç kuşkunuz olmasın; idam cezasının geldiği gün, geride delil bırakmamak için katillerin cinayet işleme yöntemleri daha da vahşileşecektir.
Baksanıza Özgecan'ın kendini savunmak için tırmaladığı katil, muhtemelen önceki katillerin DNA'dan bulunduğuna ilişkin TV haberlerini dikkate alarak, öldürdüğü Özgecan'ın kollarını kesip, cansız bedeni yakmak istemiş.
Kısacası cahili ceza ile korkutamazsınız; zaten tarihsel tecrübe atalarımıza "cahil cesur olur" sözünü söyletmiştir zira.
Önce cinsel organı elinde gezenleri, hiçbir şart koşmadan kamusal bir hizmet olan minibüs şoförlüğü yapmasına göz yumup, ardından da ilkel öç alma yöntemlerini dayatmaktan vazgeçin.
BEREN SAAT'İ İZLEYİN, O SİZE ÇIKIŞI GÖSTERECEKTİR!
Bugüne kadar toplumun gündemine güzelliğiyle gelen Beren Saat'in, Özgecan cinayetinden sonra ruh halini ifade ederken vurguladığı gibi "yine kadında suç arama, yine bulunur bir bahane" cümlesinde gizlidir bu ülkenin DNA'sı.
En korunaklı kadınlarından olduğunu düşündüğümüz Beren Saat'in söyledikleri, bu ülkedeki kadınların içler acısı halini resmetmesi açısından fazlasıyla çarpıcıdır.
Diyor ki Beren Saat:
"Kadın olmak zor, güzel bir kız olmak çok zordur ülkemde. Bugün o güzel yüze baktıkça neler geçiyor aklımdan: İlkokulda etek açmayı oyun yapan sınıf arkadaşlarımın hedefi olmak, okul eteğiyle eve yürürken yediğim onca laf, dersane dönüşü karanlıkta hızlanan adımlarım, göğsüme bastırdığım kitaplarım, taksilerin arkayı izlemek için ayarlanan aynaları, çıkma teklifini kabul etmediğim için canımı acıtan okul arkadaşlarım, ev telefonundan yapılan sapık konuşmalar, peşimden apartmana girip 15 yaşındaki bana ereksiyon halindeki cinsel organının gösteren o çocuğun yüzü, ellerim titreyerek eve kaçışım ve bunu kimseye anlatmayışım, kıçımı hem de bir kanal gecesinde elleyen sarhoş bir kanal yöneticisiyle tartışmam, sevgilisi olmamayı gururuna yediremeyen partnerler, arkadaşımın evinde tuvalete zorla dalıp dudaklarıma yapışan bir oyuncuyu itişim, mesleğim yüzünden yaftalanışım, aylarca peşimden koşan birini sanki ben sevgilisinden ayırmışım gibi tam sayfa haber yapışları, gizlice çakallıkla servis edilen göğüslerimin silüeti davası mavası, bilir kişi raporu lehime çıkınca geri çekilen davaya kocası araya girdi haberi, daha bugün fermuarım açık kalmış haberleri, aman ne önemli!!! Kadına, bedenine, seçimlerine, haklarına saygı göstermeyen kafalar! Rağmen çok şanslıymışım diyorum artık, hep teğet geçmişim. Tecavüz, bıçaklanma, kesilip bavula tıkıştırılma, otobüs durağına komada bırakılma, yakılma yaşamadım. İnsanlık suçlarına göz yummak suçtur!!! Bir gün hesap sorulur!!! Cinsiyet ayırmaksızın her vatandaşın canını haklarını korumak görevinizdir!!! Dilerim son gününü hiç hatırlama Özgecan hayallerinle huzur içinde uyu."
Cinayeti gören "kör kayıkçı" rollerini bir yana bırakın ve önlemler alın.
Yeter artık!
(*) Bu yazı, Özgecan Aslan'ın katledilmesinden hemen sonra "Özgecan'ın Katli, Beren Saat'in İsyanı" başlığıyla yayınlanmıştı. Tacizin, tecavüzün, küçük yaşta kız çocuklarının evlendirilmesini caiz bulan zihniyetin hüküm sürdüğünü görüyor; işte bu nedenle ve bir kez daha #HAYIR demek için yeniden yayınlıyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neşet Baba!

Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık!

HALKIN POLİSİ CEVAT YURDAKUL