Kahverengi Güzeldir
Meksika’da anlatına bir efsaneye göre “Tanrılar, renkler unutulmasın ve kaybolmasın diye, onları saklamak için
bir yol aramaya başladılar. Bunu nasıl yapacaklarını gördükleri papağanı yakalayıp
bütün renklerden birer birer üstüne sürdüler. Renklerin hepsi sığabilsin diye
de tüylerini uzattılar. Renklerine böyle kavuşan papağan, insanlar pek çok
farklı renk ve pek çok farklı düşünce şekli olduğunu, tüm farklı renk ve tüm
düşünceler kendi yerlerini korudukları sürece dünyanın keyifli bir yer
olacağını hiç unutmasınlar diye gökyüzünde uçup duran papağan renklerine işte
böyle kavuştu.”
O gün bugündür, bizler hayatı renklerle anlarız.
Tarihin, uzun süre insanları renkleriyle kategori ettiğini; o
kadar ki İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin bile renk meselesine ikinci
maddesinde değinecek kadar önem verdiğini biliriz.
Tuttuğumuz takımın rengine vuruluruz; bayrağımızın rengi,
kalbimizle örtüşür.
Sevgiliye verdiğimiz mendil “al”dır; tarihler boyunca.

RENKLERİN DİLİ
Tıpkı zevklerimiz gibi renklerimizin tartışılmasını da
istemeyiz.
Sevmişsek bir rengi, bizim için anlam ve önemini ne başkası
anlayabilir; ne de biz vazgeçeriz o günün anlam ve önemiyle özdeşleştirdiğimiz
rengimizle.
Öte yandan etkili bir iletişim kurabilmek; kitleleri, hedef
olarak belirlediğimiz noktaya doğru yöneltebilmek açısından renkleri önemseriz.
Belirlediğimiz hedefe daha az zahmetle varmak istiyorsak, başvurmamız gereken
yöntemlerden biri de renklerin dilini kullanmaktadır.
Velhasıl-ı kelam, renkler hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır.
Renkleri yakından tanımak, hayatı yakından tanımaktır.
İşte bu nedenledir ki
pek çok bilim insanı, farklı kültürlerde renk kavramını incelemişler ve siyah,
beyaz, kırmızı, yeşil, sarı, mavi, turuncu, pembe, gri, kahverengi, mordan
ibaret olan 11 ortak terimi keşfetmişler.
İşte o renklerden ikisi, beyaz evet, kahverengi hayır olarak,
Başkanlık Sistemi nedeniyle yapılacak referandumda karşımıza çıkacak.
Beyazı bilirsiniz, bilimsel olarak bir renk değildir; gün
ışığının tümüyle yansıtılmasından oluşan bir renk yanılsamasıdır. Bütün
renklerin anası kabul edilir. Bu nedenle olsa gerek, gücü elinde bulunduranlar,
toplumu, iki renkten ibaret bir tercihle karşı karşıya bıraktıklarında, yansıtma
kuralından hareket ederek, saflığı ve temizliği çağrıştırdığı için beyazı
seçerler.
Beyaz renkli “evet”
ile temizlik kavramına en çok ihtiyaç duyan tarafın iktidar olması ise
şaşırtıcı değil.
İktidarın temizliği çağrıştıran beyazı tercih etmesi şaşırtıcı
değil ama 15 yıllık icraat, Özdemir Asaf’ın, “Bütün renkler hızla kirleniyordu/Birinciliği beyaza verdiler” dizelerini
çağrıştırıyor.
Soğukkanlılığı, asaleti, masumiyeti, istikrarı ve devamlılığı
temsil ettiği varsayılan beyazın insana huzur, mutluluk ve güven verdiği;
insanın düşünce gücünü arttırdığı söylenir ama aynı beyazın hüzün verdiği ve
insana dertlerini ve sıkıntılarını hatırlatan bir yanı olduğu da söylenir.
Dolayısıyla beyazın olumlu tarafı, ancak olumlu “icraat” ile avantaja dönüşebilir; aksi
halde dezavantajdır.
KAHVERENGİ HAYATA BENZER!
Kahverengi ise pek çok açıdan hayata benzer; pek çok nedenden
ötürü diğer renkleri de çağrıştırır.
Her şeyden önce ana renk değildir; kahverengini elde etmek
için sarı, siyah ve kırmızı renkleri yahut turuncu ve siyahı, turuncu ve moru
kullanmamız gerekir. Kırmızı ve yeşilden de kahverengi üretebiliriz. Yani
kahverenginde bütün bu renklerin olumlu taraflarını bulabiliriz.
Kahverengi, istikrar, güvenirlik ve içtenliktir. Toprağın ve doğanın
ile rengi olan kahverengi, dayanıklılığı, güvenliği, arkadaşlığı, sıcaklığı,
evi ve bütünlüğü çağrıştırır.
Araştırmalara göre kahverengi, insanı hızlı hareket ettirir. Kansas
Üniversitesi tarafından bir sanat galerisinde yapılan araştırmada, ziyaretçiler,
serginin bulunduğu salonun duvarları beyaz iken çok yavaş, duvarın rengi
kahverengiye çevrilince çok hızlı gezip salonu terk ettikleri saptanmış.
Renk psikolojisinin kurucusu olarak bilinen Max Lüscher’e göre doğru renkle sunulan
bir ürün müşteriyi hipnotize edecek kadar etkilemektedir. Lüscher, renk seçiminin
kişilikle doğru orantılı olduğunu söyler.
Uzmanlara göre daha hızlı sonuç almak ve insanların daha çabuk
davranmasını istiyorsanız toprağın rengi olan kahverengine başvurmalısınız. Hızlı
tüketilen yemekler üreten firmaların mekan içlerinde kahverengi tonların
kullanılmasına ağırlık vermelerinin nedeni kahverenginin insanlar üzerindeki bu
etkisinin farkına varmalarıdır.
Ben kahverenginin güzel renk olduğunu düşünenlerdenim; Kararsız seçmenin referandum tercihini yaparken kahverenginden etkileneceğine inanıyorum.
Girişteki efsaneye atıfta bulunan Sub Commandete Marcos, “Tanrılardan
biri toprağı derin derin kazmaya başlayınca diğerleri ona, ‘Ne yapıyorsun?’ diye sordular. O da, ‘Toprağın
kalbini arıyorum,’ diye cevap verdi;
dört bir yana toprak saçarak. Çok geçmeden bulup diğerlerine gösterdiği toprağın
kalbine ‘kahverengi’ adını verdiler” diye yazmış “Renklerin Hikayesi”nde.
“Tüm farklı renk ve
tüm düşünceler kendi yerlerini korudukları sürece dünyanın keyifli bir yer
olacağını hiç unutmamak” için “toprağın
kalbi” elimizde, 16 Nisan’da sandıklara gidiyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder