OTUR, OTURDUĞUN YERDE RIDVAN!
Rıdvan Dilmen şöyle demiş:
“Demirtaş'a oy
vereceğim deyip TRT’de program yaptıktan sonra sus pus olan sanatçılar ile ATV'de
program yapıp ayrıldıktan sonra barış bildirisine imza atanlar omurgasız” ama
kendisi omurgalıymış!
Öyle midir, varsa bir “omurgasızlık”,
kimden ve nereden kaynaklanmaktadır; oraya elbette geleceğim ama öncelikle bu
sözü edenin durduğu yere bakalım. Zira baktığı yer “içeri”sidir ve oradan görmesini dikte ettiklerinİ göstermektedir.
Nasıl mı?
BU KADAR MI
İÇERİDEN OLUNUR?
Enişte kime deriz?
Kız kardeşlerimizin eşlerine!
Halamızın, teyzemizin eşleri de bizim için eniştedir.
Peki siz hiç başkasının eniştesine “enişte” dediniz mi?
Ama Rıdvan Dilmen, Erdoğan’ın eniştesine “enişte” diyor; hem de hiç yadırgamadan!
Bu ne anlama gelir?
Rıdvan, artık, “aileden
biri”.
Yani “içerde”!
Hem bu kadar “içerde”
olacaksın hem de evine ekmek götürmek zorunda olduğu için iktidarın baskıları
karşısında sessizliğe bürünenleri omurgasızlıkla itham edeceksin.
Bu mantıkla devam edilecek olursa Koç’takiler “Koç gibi”, Sabancı’dakiler “Sakıp Ağa” gibi düşünmek; iş icabı
Almanya’ya gidenlerin de Alman olmaları; dahası 65 Hükümet kurulmuş Türkiye
Cumhuriyeti’nde kamuda çalışanların 65 kez görüş değiştirmeleri beklenir.
İşte bu olmaz!
ÖRGÜTLÜ GÜÇ
YENİLMEZ
Çünkü “insan kısım,
kısım”dır; bencili de, özverilisi de, “komşusu
açken tok yatanı” da, “kırk günlük
yolda yaprak kımıldasa ürperen”i de vardır.
Devlet ise bütün bu farklılıklarımız üzerine inşa edilen
organize bir güçtür; o gücün varlığını sürdürebilmesi için çocuklarımızı askere
gönderir, kazancımızdan vergi öderiz.
Askere alınırken yahut vergilerimizi kaynaktan keserlerken
görüşlerimize bakılıp, “omurga sorunu”
yapılmazken, kamusal kaynaklarla beslenen TRT’de rol almaları niye “omurgasızlık” olsun ki?
O sanatçılar, bizim vergilerimizle ayakta duran TRT için
hazırlanan dizilerde, yeteneklerine uygun rol tekliflerini kabul ettiler diye dünyaya
bakışlarını mı değiştirecekler?
Elbette sanatçıların
ve hatta bütün bir toplumun gözle görünür bir “kusuru” var; ama o “kusur”
senin dikkat çektiğin “omurga”da
değil; “her koyun kendi bacağından
asılır” sözünü fazla ciddiye alıp, bireysel kurtuluş peşinde koşmalarından
kaynaklanmaktadır.
Oysa insanlık tarihinin pek çok tecrübesinden görüyoruz ki “kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya
hiç birimiz”.
Bütün mesele de burada be Rıdvan!
İktidarın “yoğunlaşmış”
gücü karşısında “bireysel kurtuluş”
aramak beyhudedir; insanı kimsesizleştirir, güçsüz kılar ve senin örneğinde olduğu
gibi güce methiyeler dizmesine neden olur.
İşte bu nedenledir ki iktidarın ve sermayenin yoğunlaşmış
gücüne ancak emekçilerin örgütlü gücü yani sendikalarla karşı konabilir.
Gerçi senin o taraklarda pek bezin olmamıştır ama mutlaka
duymuşsundur; “Çizgi Metin” olarak
bilinen efsane futbolcu Metin Kurt’un, “futbolcular
da örgütlensin ki haksızlığa uğramasın” demesi de bu yüzdendi.
KOYUN DA
OLMA, SARDALYE DE!
Peki ya “kimsesiz”
sanatçıları omurgasızlıkla suçladıktan sonra “menfaat peşinde olmayan, ilkeli, omurgalı solculara sonsuz saygı” gösterip,
selam çakmana ne demeli?
Bu söz de pek sakil duruyor be Rıdvan; tıpkı “Atatürk’ü de severim Tayyip Beyi de”
cümlesindeki gibi!
“Öyle pek çok
arkadaşın” olsa onlardan herhangi bir sana, “gavurun
ekmeğini yiyen, onun kılıcını sallar” sözünü fazla ciddiye almaman
gerektiğini, bu sözün kişiliğini yitirmişler için geçer akçe olduğunu söylerdi.
Hiç olmazsa hayatı boyunca haksızlıklara karşı çıkmış ve bu
karşı çıkışının ceremesini çekmekten de geri kalmamış Oktay Rıfat’ın şu
dizelerini okurlardı:
“Büyük balık küçük
balığı yutar demişler
Bok yemişler
Onu sardalyeler düşünsün
Sen balık değilsin ki Ahmet.”
Bok yemişler
Onu sardalyeler düşünsün
Sen balık değilsin ki Ahmet.”
Demek ki neymiş?
Koyun olursan “bacağından
asarlar”, sardalye olursan “büyük
balıklar yer”.
Dünyanın her yerinde insanlar, hem yeteneklerine uygun
işleri yapıp hem de iktidara karşı çıkabiliyorlarsa “koyun” olmayı reddettikleri; tek başına “sardalye” olmaya karşı çıktıkları içindir be Rıdvan!
İşte bu nedenledir ki asıl omurgasızlık, farklı düşünen sanatçıları
açlıkla tehdit etmek için iktidarın gücünü kullananlardır
TRT iktidarın malı değil!
İyisi mi sen otur oturduğun yerde; zaten “Beyefendi” de, boşuna, “Rıdvan, NTV’de
kalsın” dememiş.
Yorumlar
Yorum Gönder