Fevzi Gümüş, Didim'e Aday!
Çok mücadele eden, çok eleştiri alır.
Üstelik bu eleştirilerin bir kısmı haklı da olabilir.
Malum sözdür; “iş
yapan hata yapar.”
Dolayısıyla önemli olan hata yapmadan bir hayatı sürdürmek
değil; yapılan hatalarından ders çıkarmak ve o hatalardan etkilenenlere öz eleştiri
vermektir.
DİDİM’E
ADAY!
Bu satırları yazmamın nedeni Fevzi Gümüş’ün Didim’e aday
adayı olmasıdır.
Bir Belediye Başkanı için tam olması gereken bir yaşta.
Gençlikle olgunluk arasında!
Gençliğin dinamizmiyle olgunluğun tecrübesinin birleştiği
bir dönemde, Didim’e Başkan olursa pek çok şeyi başarabilir.
DİDİM’E SİHİRLİ
BİR DOKUNUŞ İÇİN!
Didim’i, hem “kafa
dinlemek” isteyenler için bir cennete dönüştürebilir hem de 24 saat yaşayan
bir kent haline getirebilir.
Denizi ve karasının uyumuyla, mavinin ve yeşilin ortasında,
güneşin ve doğanın koynunda, sıcak, içten bir kent yaşamı kurabilir.
Kentler insan gibidir; dokunursan sana bakar, seni benimser;
seninle olur.
Ama her şeyden önemlisi insana dokunmaktır; dokunduğun insan
unutmaz.
YÖNETİCİLİK
TECRÜBESİ VAR!
Fevzi Gümüş’ün insana dokunacak kadar yöneticilik tecrübesi
var.
Öğrenci Derneği başkanlığından CHP Parti Meclisi üyeliğine
kadar pek çok yöneticilik tecrübesine sahip; hayatın her veçhesiyle tanışmış
biri.
Kadın mücadelesiyle de tanışık; gençlik mücadelesiyle de!
Aleviler, Onu inanç özgürlüğü için yürüttüğü mücadeleden tanır. Yaşlılar,
engelliler, doğa dostları, hayvanseverlerin mücadelesinin hep yanında olmuş.
Çocuklar için güzel projeleri var.
BENİM VEFA
BORCUM!
Gelelim meramıma.
“Hafıza-i beşer nisyan ile maluldur” derler, pek çoğunuz unutmuş
olabilirsiniz ama ben unutmadım.
Çankaya Belediyesi, bir dönemlik de olsa faşizan zihniyetin
hegemonyası altına girmişti.
Malum; kamuda, “gelen
ağam, giden paşam” kuralı geçerlidir.
Geçerli olan bir diğer kural da, bir önceki dönemi
eleştirmek; yeni gelene de övgüler dizmektir.
2004 yerel seçimleri sonrasıydı; “belediyeye hakim olmakta olan zihniyet ile beraber yol almanın
imkansızlığına” vurgu yaparak, yürütmekte olduğum Başkan Yardımcığı
görevinden kendi isteğimle istifa ettim; merak edenler googledan
araştırabilirler.
Faşizm, dik insandan hoşlanmaz; 2004-2009 arasında Çankaya
Belediyesi’ne hakim olan zihniyet, burnumu sürtmek için her türlü “yetkisi”ni kullanmaktan geri durmadı.
Sürgünler, aşağılama girişimleri; yetmedi, kademe
durdurmalar, maaş kesmeler filan derken aleyhimde pek çok idari işlem yapıldı.
Elbette “içeri”den
de kendisine destek verenler olduğunu yakından biliyorum.
Yılmadım elbette!
Konuyu yargıya taşıdım ve tam on kez, o dönem, bana
uygulanmak istenen hukuksuz işlemlerin tamamını iptal ettirdim.
Bir de tazminat davası açtım ve o dönemin Belediye
Başkanını, bana uyguladığı hukuksuz işlemleri nedeniyle tazminata mahkum
ettirdim.
Bu süreci, ilk kez anlatıyorum; çünkü yeri geldi.
Benim için zorlu ve meşakkatli geçen bu süreçte Fevzi Gümüş
hep yanımda oldu; “amasız, fakatsız”!
Bir kuruş para almadan avukatlığımı üstlendi; davalarımın
kamuoyuna mal olması için her türlü açıklamayı yaptı. Bu nedenle Fevzi Gümüş’ün
benim için özel bir yeri var.
Fevzi Gümüş’ün benim desteğime bir ihtiyacı var mı bilemem
ama bu kritik süreçte O’nun yanında olduğumu bilmesini isterim.
Zira vefa, yalnızca bir semt adı değildir!
Bu irade beyanımın Didimliler açısından bir anlamı varsa,
onlar da bilsin isterim.
Yorumlar
Yorum Gönder