Arda Turan'ı anlamak!


Liderlik, bazı insanların ruhuna işlemiştir. O tarz insanlar, hem kendi işlerini doğru dürüst yaparlar hem de kendileriyle doğrudan ilintili olmadığı düşünülen memleket meseleleri hakkında söz söylerler. Sözleri demlenmiştir. Yudumladığınızda buharı yüzünüze vuran taze çayın deminin ağzınızda bıraktığı lezzet ne ise söylenen sözün yarattığı etki de öyledir. Karşısında uzun süredir zihnini meşgul eden bir matematik problemi olduğunun farkındadır; “bana neci” davranmaz.

Arda Turan da öyle biri! Hem işini yapıyor hem de işiyle doğrudan ilintili olmadığı sanılan memleket meselelerine kafa yoruyor. “Bana neci”lik yapmıyor; bencillikten uzak duruyor. Futbolu şiir gibi oynuyor. Yalnızca oynamıyor; oynatıyor. O’nu izlerken, Oscar’lık bir film izlemiş, doyumsuz bir şarkı dinlemiş yahut Cemal Süreya’dan şiir okumuş gibi olursunuz.

ArdaTuran’ı yalnız oynadığı futbol ile sevmekle yetinirseniz, O’na büyük haksızlık yapmış olursunuz. O hem oynuyor hem de oynamakta zorluk çeken arkadaşlarına ilham veriyor. Hem oynuyor hem de haksızlıklara karşı tavır alıyor. Seyirci kendisini protesto ettiğinde, her Don Kişot gibi yel değirmenlerine karşı durmayı da insanlık görevi sayıyor. Sonrasında seyircinin geri adımı karşısında bile kırgınlığını, yani insanlığını göstermekten geri durmuyor.

Nitekim Kazakistan maçında da, futbol yeteneğinin yanına liderliğini de eklemeyi ihmal etmemişti. Maçın doksan dakikası bitmesine rağmen varını yoğunu ortaya koyarak son vuruşu gerçekleştirmişken; elbette böyle birine Tanrı’nın da yardım etmesi işten bile değildi. Nitekim maçtan sonra bütün yorumcular, “bu sorumluluğu ancak Arda alabilirdi” diyerek, hakkını teslim etmişlerdi.

Maçı O kazanmıştı! Kazandığı maçın şımarıklığından uzak, rakip takımın oyuncularına teselli vermek de O’na yakışırdı. Kendisine yakışanı yaptı; sahada ulaşabildiği her Kazak futbolcuyu teselli etti. Bu kadarı bile gönülleri fethetmek için yeterdi ama yetinmedi ve sözü yıllardır sürüp giden anlamsız ölümlere getirdi. Adnan Yücel’in dizeleştirdiği, Hangi inancın sesidir bu/ Hangi körlüğün koyun kurbanlığı /Ki uğrunda can verdiğimiz topraklarda /Canı alınan kurbanlara dönmüşüz” sözlerini, kendi diliyle tercüme ederek, “kimse ölmesin” temennisinde bulundu.

Üzüntülerini dile getirmiş olması, kendi ailesinden bile ‘şehit’ verdiğine vurgu yapması, konu hakkındaki hassasiyetinden çok siyasete malzeme yapılmasına neden oldu. O kadar çok konuşuldu ki, aklına muhtemelen Atilla İlhan’ın, Sokaklarda mızıka çalma çocuk /Vurulursun” dizeleri gelmiş olmalı ki yaptığı ikinci açıklamada, “temiz duygularla söylediğim şeylerin siyaseten kullanılmasına şiddetle karşıyım” demek zorunda kaldı.

Söylediği söz, sessiz yığınların hislerine tercüman olmuştu. “Kimse ölmesin” temennisi, O’nun kökünün bu topraklarda olduğuna işaret etti. “Her koyun kendi bacağından asılır” bana neciliğine kapılıp bu topraklara yabancılaşmayı seçmediğini gösterdi. Ulaştığı şöhreti, ülkenin kanayan yarasına merhem yapmak istedi. Söylediği sözler, herkesin aklını başına almasını gerektiren ağırlıkta ve içtenlikte bir söz.  Can Yücel’in, Can yasası bu insanın: /Savaşlara yoksulluklara /Ve binbir belaya karşın /İlle de yaşayacaksın!” şeklinde dizeleştirdiği gerçeği, Arda, oynadığı futbolun güzelliğiyle halimize tercüme etti.

Arda’nın sözleri, bu ülkenin sessiz yığınları arasında, evlerde, sokaklarda, bazen kulaklara fısıldanarak, bazen dost sohbetlerinde sıkça dile getiriliyor. Arda ise verdiği mesajın başka noktalara çekilmesine üzülmüş görünüyor. Keşke, O’nu üzmek yerine verdiği mesaja sahip çıksaydık! Ama hayatın gerçeği başka… Ne demiş Ahmed Arif, “Sen genç, sevdan ölünecek kadar güzel /Kanunu yapanlar ihtiyar”!

Yorumlar

  1. Futbolcular özeldir, ama bazıları daha özeldir, Maradona gibi; İngiltere'ye elle attığı gol için 1982 deki Falkland savaşını hatırlatan "tanrının eliydi" cümlesini ancak çok azı söyleyebilir. Ben futbolcuya da böyle bakar ve severim.

    Ahmet Hızarcı

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neşet Baba!

Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık!

HALKIN POLİSİ CEVAT YURDAKUL