Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık!

Turhan Yörükan'dan 'Bağlanma ve Sonraki Yaşlarda Görülen Etkileri'


Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık!

Çok sayıda araştırma ve inceleme kitabıyla tanınan Turhan Yörükan'ın Bağlanma ve Sonraki Yaşlarda Görülen Etkileri adını taşıyan çalışması, daha önce yayınlanan Alfred Adler, Sosyal Roller ve Kişilik kitabını tamamlıyor. Birlikte okunduğunda, içimizdeki hareketi, geride bıraktıklarımızı, özellikle de bizsiz yaşamak zorunda kalan çocuklarımızı nasıl bir sosyal psikolojik ortama ittiğimizi daha arı biçimde görebiliyoruz.

Yüksel IŞIK

Hani Nâzım Hikmet, bir şiirinde 'Kimi insan otların/ kimi insan balıkların çeşidini bilir/ ben ayrılıkların!/ kimi insan ezbere sayar yıdızların adını/ ben hasretlerin!' diyor ya peki, siz bilir misiniz 'Ama ben annemin saçları olmadan uyuyamam ki' sözlerinin ne anlama geldiğini? Biliyorum; bazılarınızın aklına Cemal Süreya'nın, 'Oysa ben senin gözlerinsiz edemem, bilirsin...' sözleri geliyor ama peki siz, bir çocuğun beklediği annenin (babanın) geri gelmemesinin yarattığı coşku kaybının, gülmeyi unutmanın, bir anda büyümenin ne anlama geldiğini bilir misiniz?

Cemal Süreya bir şiirinde 'Yalnızlığım ve ben; seni çok bekledik' dediği gibi beklemenin, beklerken resim yapmanın, bilmediğiniz okumayı yazmayı sökmenin, yumurtanın nasıl piştiğini öğrenmenin, o yaşta ev temizlemeye kalkışmanın anlamını bilir misiniz?

Daha yedi yaşındayken 'henüz gidilmemiş' denizlerin gitmeye değmez; 'henüz yaşanmamış' günlerin berbat; 'henüz söylenmemiş 'sözlerin çok daha yaralayıcı olduğu fikriyatına saplanıp kaldınız mı?

Bütün bu sorular, Turhan Yörükan'ın Bağlanma ve Sonraki Yaşlarda Görülen Etkileri kitabını okuyunca aklınıza geliyor. Hemen hepimizin ya doğrudan yaşadığı ya hemen yanı başında yaşanırken tanık olduğu bu dramatik sorular, Yörükan'ın kitabında bütün yönleriyle analiz ediliyor. 'Anlatılan bizim hikâyemiz' yani!

Yörükan, kitapta, esas olarak, bağlanma teorisini anlatıyor. Güvenli ve güvenli olmayan bağlanma yaşantılarının önemine dikkat çeken Yörükan, bağlanarak sosyalleşmeyi, hayati derecede önemsediğini belirtiyor. Annelik mahrumiyeti yaşayan çocukların, ayrılma ve güvensiz olma endişesi yaşadığını, bu sürecin sonraki hayatında güven verici ilişkiler kurmasını zorlaştırdığını dile getiriyor. Bağlanma zedelenmesinin fizyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel pek çok etkisi olduğuna vurgu yapan Yörükan, bağlanma göstergelerini olumlu ve olumsuz, güvenli ve güvensiz bağlanma tarzlarının gündelik hayatı nasıl etkilediğini de çok çeşitli araştırma sonuçlarına dayanarak analiz ediyor.

Yörükan, kitabında, esas olarak, anne çocuk ilişkisini inceliyor. Ancak kitabın alanını bu kadar daraltmak, çalışmanın kendisine haksızlık gibi geliyor. Böyle düşünmeme kitapta dikkat çeken bir küçük ayrıntı neden oldu. Yörükan, 'Annenin veya annelik yapan bir kimsenin bağlandığı ve bağlanmasını istediği yavrusu için yaptığı davranışların, insani ilişkileri pekiştirmek açısından etkisinin büyük olduğunu' yazıyor. Bence, bir çocuğun şekillenme sürecinde annenin verdiği emek yadsınamaz ama hayat bazen hiç beklenmedik bir yerde, hiç beklenilmeyen bir kişiye 'annelik yapma' görevini yüklediği gerçeğini de unutmamalı. Yukarıda resmetmeye çalıştığım öykü, çocuğuyla baş başa kalan babanın fiilen üstlendiği 'annelik görevi'nin nasıl da ihmal edilmez bir süreç olduğunu gözler önüne seriyor. Bu nedenle kitap, öncelikle çocuklu annelere, çocuk yapmayı düşünen genç kadınlara yönelik gibi gelse de, kurgusu ve analizleri itibarıyla çocuklu, çocuksuz herkesin okumasını hak eden bir içerik taşıyor.

Bağlanma süreçlerini bütün yönleriyle inceleyen Yörükan da bunun farkında! Kitabını iki kısım ve bu kısımları da çeşitli alt başlıklarla tamamlayan Yörükan, özellikle 'İnsani Bir Davranış Şekli Olarak Bağlanma'yı incelediği ikinci kısımda, hem birden fazla kişiye bağlanmayı hem de bağlanma süreçlerinde derecelenmeyi bütün yönleriyle aktarıyor. Bu açıdan, kitapta geçen, 'İçsel bir davranış olarak başlamış olmakla birlikte, bağlanma, hayvanlar âleminde de gördüğümüz üzere, karşılıklı etkileşme dediğimiz bir olay sonucunda meydana gelmektedir' (s. 93) ifadesi, çoklu bağlanmanın maddi gerekçelerini ortaya koyuyor.

Yörükan'a göre, 'güvensiz bir bağlanma tarzı yaşamış olan bireylerin, çocukluklarında yaşadıkları güvensizliği yetişkinlikte de yaşadıkları, olumsuz durumlardan daha çok etkilenen bir kişilik geliştirdikleri görülmüştür.'

Yörükan'ın Bağlanma ve Sonraki Yaşlarda Görülen Etkileri ve daha önce yayımlanan Alfred Adler, Sosyal Roller ve Kişilik adlı birlikte okuduğumuzda, Yörükan'ın, Can Yücel'in 'O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler/ arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer' dizelerine konu ettiği ayrılığı, bulgu, veri ve analizleriyle kitaplaştırdığını görüyoruz. Yörükan'a göre, 'o boşluk', bütün bir hayat boyunca bizi yalnız bırakmıyor. Boşuna değil, türküdeki 'Ölüm ile ayrılığı tartmışlar/ elli dirhem fazla gelmiş ayrılık' dizeleri.

Bağlanma ve Sonraki Yaşlarda Görülen Etkileri/ Turhan Yörükan/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 160 s.

http://cumhuriyet.com.tr/?im=em&em=cu/cukitap/w/k12.html

(*) 8 Eylül 2011 Cumhuriyet Kitap Eki'nde yayınlanan yazıma yukarıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neşet Baba!

HALKIN POLİSİ CEVAT YURDAKUL