Yirminci yüzyılın son çeyreğinin önemli şairlerinden olan Ahmet Telli, gördüğü işkenceleri anlattığı “ Su Çürüdü” adlı şiirine, “Yetmiş iki gündür bir dolapta kilitliyim. /Yalnızca anahtar deliğinden hava giriyor ve ölü bir ışık sızıyor içeri ” dizeleriyle başlıyor. Şiir şöyle bitiyor: “ Kutuda kalan son bir yudum su, /su bile değildi artık. /Küstü, öldürdü kendini su... /Su çürüdü...”. Telli ile aynı avluya bakan yan yana iki koğuşta geçirdik, 12 Eylül’ün o karabasan günlerini. Yıllarını gencecik öğrencilere insani duyarlılığı öğretmekle geçiren Telli, o kadar işkence görmüştü ki, “Soyumun neye benzediğini unuttum. /'İnsana benziyorlardı' diye duymuştum bir vakitler. /Demek ki şimdi maymun halkasında insanlık...” şeklinde dizeleştirmişti yaşadıklarını. O şiirleştirdi yaşadıklarını, başkaları resmetti. Şarkılaştıranlar da oldu, romanlaştıran da. Filmini yapan da oldu, öyküsünü yazan da!... Ben ise hep inanılmaz buldum yaşadıklarımızı. Kim inanabilir ki, ortalaması yirmili y...
Yorumlar
Yorum Gönder