Denizlerin idamına giden yol!
25.03.2015 09:08:55
“Arınç ile Gökçek arasındaki kavga giderek derinleşirken Denizlerin idamına giden yola bakmak da nereden çıktı” diye sorabilirsiniz!
AKP Testisindeki çatlak daha çok su kaldırır. Arınç’ın Gökçek’e yönelik söylediklerinde, “vay be” denilecek bir durum yok ve aslında bu değerlendirmeye bir çeşit “kanıksama” olarak bakmayın.
“Malum” ilan edilmiştir; bakalım Savcılık ne yapacaktır?
Gelelim kendi gündemimize!
Ben, tarihi hatırlamanın önemli olduğuna inananlardanım.
25 MART’IN TARİHTEKİ YERİ
Bugün 25 Mart!
25 Mart, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkında TBMM’nin verdiği İDAM KARARININ USÜL VE ESAS YÖNÜNDEN BOZULMASI için CHP’nin Anayasa Mahkemesine başvurduğu gün olarak biliniyor.
Anayasa Mahkemesi, CHP’nin o başvurusunu haklı bulup, kararı, USÜL YÖNÜNDEN bozmuştu.
Bugünkü AKP’nin devamcıları, Anayasa Mahkemesi’nin dikkat çektiği USÜL EKSİKLİKLERİNİ giderip tekrar İDAM KARARI vermişti.
Rivayet odur ki ilk oturuma Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Menderes’in oğlu Yüksel Menderes ve Osman Bölükbaşı katılmamışlardı.
Necmettin Erbakan ve Osman Bölükbaşı ikincisine de katılmamışlardı ama Alparslan Türkeş ikincisine katılmış ve Denizlerin idam edilmesi için oy kullanmıştı.
İnönü ve Ecevit hayır oyu vermiş; solun yakından tanıdığı Abdullah Baştürk ve Alevi kökenli Mustafa Timisi ise oylamaya katılmamışlardı.
CHP ANAYASA MAHKEMESİNE İKİNCİ KEZ NİÇİN GİTMEDİ?
CHP, ilk başvurusundaki ESAS YÖNÜNDEN BOZULMASI talebini nedense yinelememiş; Anayasa Mahkemesine ikinci kez başvurmamıştı.
Nedeni henüz bilinmiyor.
CHP, Anayasa Mahkemesi’ne ikinci kez gitmek yerine o zamanlar varolan Cumhuriyet Senatosu’nda yeterli sayıyı bulmak için çabalamıştı.
Yeterli sayının sağlanması için tam yol ilerlenmekteydi ki önce Boğaziçi Uçağı kaçırılmış; ardından da Jandarma Genel Komutanı Kemalettin Eken’e kaçırılma girişimi gerçekleşmiş; bunun üzerine imzacı senatörlerin bir kısmı imzalarını geri çekmişti.
Pek çok soru var, sorulması gereken?
Örneğin CHP, ilkinde hem USUL hem de ESAS YÖNÜNDEN iptali için Anayasa Mahkemesi’ne giderken, ikincide, en azından ESAS YÖNÜNDEN niçin gitmemiştir?
Birinci oylamaya, “idamların solu caydırmayacağını, aksine ‘martir’ heyecanı vererek büsbütün tahrik edeceğini” söyleyerek katılmayan Türkeş, ikincisine katılıp evet oyu vermiştir. Türkeş gibi “dava adamı” olarak bilinen birinin evet oyu vermesi için bir baskı söz konusu olmuş mudur?
CHP’nin yüksek ihtimalle sonuç alması beklenen Anayasa Mahkemesi’ne ikinci kez başvurmaktan imtina etmesi ile Türkeş’in oylamaya katılması arasında bir bağlantı kurulabilir mi? Örneğin “derin güçler” devreye girmiş olabilir mi?
CUMHURİYET SENATÖRLERİ İMZALARINI ÇEKTİLER Mİ?
CHP yönetiminin Anayasa Mahkemesine ikinci kez gitmekten imtina etmesi üzerine, muhtemelen CHP içindeki bir grubun girişimiyle son bir çare olarak Cumhuriyet Senatosu’na başvurulmuş.
Yeterli imzaya ulaşılması ihtimali var mıydı?
Cumhuriyet Senatosu kararı, 34 hayıra karşılık 111 oyla kabul ettiğine göre pek de mümkün değilmiş!
Ama hayır oylarının 34’de kalmasında İstanbul-Ankara seferini yapan Boğaziçi Uçağı’nın Bulgaristan’a kaçırılmasının yahut hemen aynı gün Jandarma Genel Komutanı Kemalettin Eken’in kaçırılma eyleminin etkisi var mıdır?
Tarihlere bakıldığında, Denizler için idam kararı son kez 3 Mayıs günü alınmış. Uçak da aynı gün kaçırılmış!
Eken’in kaçırılması daha doğrusu rehin alınması eylemi de aynı gün için planlanmış ama ertesi gün yapılabilmiş!
Hepsinden önemlisi CHP, ikinci kez Anayasa Mahkemesi’ne niçin gitmemiş?
Yorumlar
Yorum Gönder