Yerel seçimlere doğru CHP: Ne yapıyor, nasıl çalışıyor?

Yerel seçimlere doğru CHP: Ne yapıyor, nasıl çalışıyor?POLİTİKA
3,0
    
18.10.2012 18:09:36
A+ A-
CHP, problemleriyle birlikte yol almaya çalışıyor. Daha önce de işaret ettiğim gibi, bir çeşit “ikili iktidar” durumu yaşanıyor. “İkili iktidar” kavramı, esas olarak, giden ile gelmekte olan arasında var olan fiili dengeyi anlatıyor. Üst üste yaşanan olağanüstü ve nihayetinde Temmuz’da yapılan olağan Kurultay sonrasında resmi örgüt organlarında “eski”yi temsil eden pek kimse kalmasa da, “eski”nin alışkanlık ve siyaset yapma tarzlarını benimsemiş çok sayıda kişi, CHP örgütlerinin içinde varlıklarını koruyor. Bu hal, ister istemez, parti örgütlerinin çalışma düzeneğini de etkiliyor. “Eski” ile “yeni” arasındaki çekişmeler, çoğu yerde örgütleri işlemez hale getiriyor. Zaten bu nedenledir ki, Kılıçdaroğlu’nun kişisel gayret ve heyecanı, bir türlü örgütü saracak havayı yakalayamıyor. Kılıçdaroğlu’nun etrafa yaydığı pozitif hava, örgütler düzeyinde gereken zemini bulamadığı için etkili bir sürece dönüşmekte zorlanıyor ve bu yüzden de CHP’den beklentilerine karşılık bulamayan halkın kararsızlığı artıyor.
Olağan Kurultay’dan aldığı yetkiyle PM’yi ve MYK’yı yenileyen Kılıçdaroğlu da, kendi çabasıyla örgütlere egemen olan hantallık arasındaki makas aralığını görüyor ve aşmak için bir çoğu el yordamıyla da olsa ısrarla yol ve yöntem geliştiriyor. Başta PM ve MYK olmak üzere bütün milletvekillerini, il ve ilçe başkan ve yöneticilerini ilişkili oldukları alanlarda ve bulundukları şehir ve merkezlerde halkla iç içe olabilmeleri konusunda uyarıyor.
Kılıçdaroğlu istiyor, peki ya örgütler?
Hepimiz Kılıçdaroğlu’nu sakin tartışma üslubuyla tanımıştık. Kılıçdaroğlu, partinin her kademesindeki yöneticilerle konuşurken de bu üslubunu koruyor ancak CHP’de yapmak istediği değişiklikleri ve bu değişikliklerin bir an önce olması için gerekli taktikleri bıkmadan, usanmadan anlatıyor. Anladığını düşündüğü herkesi de Genel Merkez başta olmak üzere görevlendiriyor.
CHP örgütlerinde var olduğu anlaşılan bürokratik hantallık aşılmadan, halka ulaşılamayacağını Kılıçdaroğlu da gözlemlemiş bulunuyor. Halka ulaşmanın yegane yolu, halkla iç içe olan, halkın sorunlarını yerinden saptayan bir örgütsel yapının varlığından geçiyor. Ancak yukarıda işaret ettiğim, parti içindeki “eski”nin “yeni”yi 2013 yerel seçimlerinde başarısız kılma taktiği, Ankara gibi büyük şehirler başta olmak üzere, bir çok yerde karşılık bulmuş görünüyor.
Örgütsel işleyişteki sıkıntılar aşılmadan CHP’nin Türkiye’nin ulusal ve uluslararası sorunlarına ilişkin ürettiği çözümlerin yankı yaratması beklenemez. Her ne kadar Kılıçdaroğlu, konuşmalarında ısrarla, başta Suriye ile ilişkiler, Kürt sorunun seyri ve Türkiye’nin giderek muhafazakar bir hal alması gibi temel meselelerin çözümünün CHP’nin iktidarında mümkün olacağına vurgu yapsa da, mevcut problemler, bu iddianın vücuda bürünmesinin önünde engel oluşturuyor. Bunun için öncelikle örgütlerin kendi aralarındaki sıkıntıları güven ortamı içinde aşmaları, sonra da yüzlerini topluma dönmeleri gerekiyor. Kılıçdaroğlu da, muhtemel bir iktidar için öncelikle örgütlerin hazır olması gerektiğine inanıyor.
Kılıçdaroğlu da, Kurultay’dan bu yana CHP’nin etkili ve görünür muhalefet yürütemediğini; yapılan işlerin ise daha çok kendisinin ve birkaç genel başkan yardımcısının kişisel girişimleri sonucu gerçekleştiğini biliyor. Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi diriltme, iktidarı ısrarla isteyen bir parti konumuna getirme ve ülkeyi soldan yönetmenin anlamını bütün topluma uygulamayla gösterme kararlılığı, örgütsel işleyişteki hantallığın duvarına çarpıp döndükçe, Kılıçdaroğlu da, kendi temposuna uygun yol arkadaşları arayışını aralıksız sürdürüyor.
CHP’nin ihtiyacı: işbilir kadrolar!
Kılıçdaroğlu, bir yandan kendisiyle birlikte çalışacak yöntemde profesyonel, ruhen amatör yol arkadaşları ararken, öte yandan partisine umutsuzluğun hakim olmasına da izin vermeyeceğinin işaretlerini veriyor. Yaklaşan yerel seçimler öncesinde başta İstanbul olmak üzere büyük şehirleri kazanmak için ortaya çıkan potansiyeli sonuna kadar iyi değerlendirmek isteyen Kılıçdaroğlu, CHP’nin üzerindeki bürokratik ve hantal havayı dağıtıp, aktif, işbilir, bölgesine ve alanına hakim yöneticilerle tıkanan damarları açmakta kararlı görünüyor.
CHP’yi yakından izleyen gazetecilerin bildikleri bu gayretlerden biri de, bürokratik tecrübesi yüksek ve özellikle Ankara’yı yakından tanıyan Başbakanlık eski Müsteşarı Özgün Ökmen’i, örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’e yardımcı olarak atamasıdır. Bu atamayı, hakkında yazılacak kadar önemli hale getiren ise Ökmen’in özellikleridir.
Ökmen, hem Ankara’yı, hem Ankara’da yapılan siyaset tarzını hem CHP’yi hem de devleti yakından tanıyor. Kurultay öncesinde CHP’nin Ankara İl Başkanlığı için aday olmuş; Kılıçdaroğlu’nun il örgütlerinin seçimine ilişkin prensipler vurgusunun sonunda adaylıktan çekilmişti. Kılıçdaroğlu’nun söylediği sözün “meali”ni bilen bir özelliğe sahip olan Ökmen’in Adnan Keskin gibi CHP tecrübesi yüksek bir genel başkan yardımcısının yanına monte edilmesi, önemli bir adımdır.
Siyasetçiliği kadar sporla ve Ankara ile yakından ilgili olan Ökmen’in birçoğumuzun ihmal ettiği eğitim alanında faaliyet gösteren Eğitim Dostları Vakfı Kurucular Kurulu ve Yönetim Kurulu Başkanlığını yapması da Kılıçdaroğlu’nun ne kadar isabetli bir adım attığını gösteriyor.
Kılıçdaroğlu, CHP’nin iktidar olması için her yolu denediği anlaşılıyor. Kendilerine güvendiği isimlerin yapacakları çalışma, ülkenin AKP’ye mecbur olmadığını gösterebilir. Bakalım, Ökmen, kendisine güvenenleri haklı çıkartabilecek mi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neşet Baba!

Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık!

HALKIN POLİSİ CEVAT YURDAKUL